YENİ YÜZYILA

Moneradan Yolculuk blog paylaşımlarında bana sıra bugün gelmiş. Ve...

"Bugün milli iradenin tecelligâhı TBMM nin kuruluşunun/açılışının yüzüncü yıldönümü. Günün anlam ve önemine binaen yeni bir paragraf ekler misin Tuğbacım?" diye mesaj aldım Hayati hocamdan!

Ben de açıkçası sunum yazımda bahsettiğim, insanlık tarihinin kara günlerinden birinin yaşandığı hikayeye, böylesi önemli bir günümüzün hikayesini katmayı uygun bulmadığımı belirttim. Hocam da çok makul karşıladı. Ve bana...

"Sen çocuğunla bir görsel paylaş o hâlde! Ayrı bir başlık açarak -Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı- coşkusunu kendi çocuğun sevgili Buğlem kızımızla birlikte bloğumuzda bizlere sen yaşat o zaman!" diye ekledi...

Biz Cumhuriyeti yollardan toplamayan, altın tepside birileri tarafından kendilerine sunulmayan, bizzat canları kanları pahasına mücadele ederek kazanan ve bize armağan eden Atalarımızın genç kuşakları olarak bütün milli bayramlarımızı olduğu gibi, dünyadaki nadide bayramımız olan çocuk bayramımızı da coşkuyla kutluyoruz.

Her ne kadar dışarı çıkıp, sevincimizi sokaklara taşıyamasak da hürriyetin değerini daha da iyi anladığımız bu günlerde özgürlük meşalesi 23 Nisan 1920 de yüzyıl önce bugün yakılmıştı. Bunu çok iyi biliyor, çok iyi kavrıyor ve çocuklarımıza hak ettiği değeriyle çok iyi aktarıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti devletimizin kuruluş temellerinin atıldığı yasaların çıkarılacağı İlk Meclis bir 23 Nisan Cuma günü dualarla açıldı, bundan tam yüzyıl önce! Sıraları Ankara'da Ulus civarındaki okullardan taşınarak, kiremitleri mahallelerden toplanarak, idare denilen gaz lambalarına yarım yamalak gazyağı doldurularak kurulmuştu. Belki şatafat ve gösterişten uzaktı ama yokluk içinde savaştan yeni çıkmış fakat zaferle çıkmış bir milletin ruhunu capcanlı yaşatan bir meclisti o...

İşte o kutlu günün anısına, bu günü Atamız Gazi Mustafa Kemal "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" olarak tüm dünya çocuklarına armağan etmişti. Ne büyük bir ufuk! Ne muhteşem bir öngörü! Biz de 23 Nisan'ı yılardır coşkuyla kutluyoruz. Bundan sonra da hep kutlaycağız.

Daha nice yüzyıllara inşallah...

Buğlem ve Tuğba