HOŞ GELDİN RAMAZAN
Oruç ayı, açlığı yaşama ve nimetlerin kıymetini bilme, açların empatisini yapma, nefis terbiyesi, vücudun dinlenmesi vs. tarzında tanımlamalarla geçiştirilirken maksadın ıskalandığı; sahuru, iftarı, hatimleri, teravihi, şenlikleri ve eğlenceleri ile yine şekilden ve dışardan tabirlerle hayatımıza renk katan bir ay tanımlaması!.. Adı da şanı da güzel ve cafcaflı! Şehr-i Ramazan, onbir ayın sultanı!..
Biraz dıştan, şekilden, kabortadan sıyrılıp; içe, içeriğe ve motora dair idrak, bilinç ve tefekkür yolculuğuna ne dersiniz?
Sondan başlayayım hemencecik. Eğer ayların sultanı ise 12 ayın sultanı demeliyiz, değil mi? Zira yılda onbir ay değil oniki ay var! Kendimize göre rivayet kültürü sonucu kriter koyarsak, düşününce foya meydana çıkıyor! Kuşkusuz severek öldürmek, severek kutsayıp içeriği hayatın dışına çıkarmak bu olsa gerek...
Ramazan Kur'an ayıdır. Vahyin yeryüzü ile tanışma ayıdır. Gök sofrasının yeryüzü halifesi olan biz insan türüne rızkı, nimetidir. Dünya rahminde plasenta gıdası ve oksijeni, bebekliğimizde her türlü ihtiyacımızı karşılayacak anne sütü, ek gıdaya geçtikten sonra ölünceye kadar diğer gıdalarımızın mayası ve organikliğini test edecek mihenk taşı olan vahyin bizlere ikram edildiği kutlu ay!
Al onu hayatına rehber kıl, ona dayan ona taşın ve sonuçta onunla Allah'a taşın diye, bize Yüce Rabbimiz tarafından ikram edilmiş rızık! Bize nur ışık klavuz rehber hidayet öğüt hatırlatma kullanım kitapçığı vs nin Sevgili Resulümüz ve Önderimiz Hz Muhammed Mustafa'nın gönlüne inmiş hediye! Onun rol modelliği ve örnekliği ile bizlerin ellerine teslim edilmiş kutlu mesaj.
İşte Ramazan, o kutlu mesajın ellerimizden gönüllerimize geçiş ayı. Vahyin hücrelerimize yedirilme ayı! Hücrelerin yiyebilmesi için bedenin ve sistemlerin rölantiye geçirilme ayı! Tıpkı içinden geçtiğimiz şu günlerin de doğanın Ramazanı ve orucu olduğu gibi... Kendimizi muhasabe etme ve gözden geçirme ayı...
Savm köküne ait olan, Ramazanın ritüel ibadeti oruç; tutunma, tutulma, sakınma, içine dönme ve aklını başına devşirme eylemi! Yoksa açlığı yaşayarak yoksulu ve açları anlama dersek, o zaman açlara ve yoksullara farz olmaması gerekmez miydi? O ne kadar yavan, sığ ve mesnetsiz tanım! Üstelik açların hali öyle mi anlaşılır? Nasıl olsa iftarda ve sahurda yiyip içeceğini bilmiyor musun?
O hâlde nedir ve nasıl anlaşılmalıdır?
Uyanık kalacaksın, aklını ve bilincini diri tatacaksın, fizyolojik ihtiyaçlarını sınırları sahibince belirlenmiş olarak kısacaksın ki idrakini harekete geçirmiş olacaksın! Allah'ı anarak bedenini kısacak ruhunu vahiyle besleyeceksin. Bedenini tutup, ruhuna tutulacaksın... Orucu sen tutmayacaksın, oruca kendini tutturacaksın. Haddini, hakkını ve hukukunu bileceksin. Hayatını vahye arz edecek ve vahiyle ömrünü Ramazan kılıp, Ahirette bayramı yaşayacaksın.
Sana bu ayda inmeye başlayan vahyi ömrüne kılavuz eyleyip, ahirette onun arkadaşın olmasını sağlayacaksın.
İşte o zaman Ramazan hoş geldi.
İşte o zaman Ramazan sana geldi.
İşte o zaman Ramazanda inen Kur'an sana da inmeye başladı demektir.
Aksi takdirde yine şekilden içeriğe geçemeyeceğiz, maksadı yakalayamacağız demektir. Umut bir başka bahara kalacak demektir. Haydi şimdi, hemen, hiç vakit kaybetmeden misyonunu yüklen, vizyonunu asil kıl...
Senin bize değer vermeni anlıyor, bize güvendiğini ve emaneti bize teslim ettiğini biliyoruz eyy Sahibim!
Sana sonsuz teşekkür ediyor ve Senin noksan sıfatlardan uzak olduğunu aklettikçe anlıyoruz Allah'ım!
Sana mahcubiyet yaşatmamaya ant içtik eyy Merhametin kaynağı!
Senin hakkını ödemek bizim ne haddimize!
Senin şefkatine ve merhametine sığınıyoruz ey Yüceler Yücesi!
Senin ikramını anlamadan okuyarak geri çevirme kabalığı ve hoyratlığı yaptığımız şuurunu bize gösterir misin eyy Âlimim, en Âlimim!
Kur'an'a taşınmayı ve Kur'an'la sana taşınmayı ilke edinecek kodlarımızı yeniden kurar mısın Allah'ım!
Bizi yeniden diriltir ve vahyin fıtratımızda yüklü olduğunu anlamamız için bizi yeniden formatlar mısın ey Rahmân'ım!
Bizi karşılayan Ramazanı hoş görmek ve hoş uğurlamak için onun armağanı Kur'an'ın rehberliğine sımsıkı sarılma basiret ve ferasetini bize bahşeder misin Allah'ım!
Ramazanın hayrı ve bereketi üzerimize olsun. Kutlu ve aziz olan Ramazan bizi de kutlu kılsın inşallah...
Hayati YAMAN
Kaleminize yüreğinize sağlık hocam. Her şeye ne kadar yüzeysel anlamlar yüklüyoruz özellikle 'Ramazan ayının' 'oruç ibadetinin' bu yanlış yüzeysel anlamlardan sıyrılması gerekiyor. Yoksa Ramazan hiç hoş bulmayacak bizi. Umarım bu yaşananlar, sizin tabirinizle "doğanın orucu" birazcık ders vermiştir bize.
YanıtlaSilUmarım ders vermiştir. Mesele insana Rabbimizin güvendiği ve amacın insanı inşa etmek olduğunu kavramaktır. Ondan sonrası görevimizi icraya kalır. Aksi halde din ibadet dediğimiz ritüellere indirgenince güdük bir din sunumu ve bizzat dinin kendisi tanrılaştırılmış oluyor! Üç ay kutsalı, sultan ay, yok olmadı Muharrem ayı bitmiyor ki... Özü anlamayınca sürekli tozu almakla meşgul oluyoruz! Oysa hayatın tamamı ibadet, hayatın tamamı dua, hayatın tamamı kulluk ve şahitlik... Sahibe kulluk ile hürriyeti tatmak ve Ona teşekkür etmek nezaketiyle ritüel detaylar...
YanıtlaSilİnşallah yeni nesiller farkı kavrıyor...
Çok etkileyici bir yazı olmuş, elinize sağlık hocam. Ancak "Öz" ü yakaladığımızda gerçek bir Ramazan, gerçek bir hayat yaşayacağız demektir. Niyet ettim ; aramaya, anlamaya, yenilenmeye , yaşamaya!
YanıtlaSilAllah razı olsun canım Betülüm. Öyle gerçekten. Allah bize kalk uyar. Anla, anladığını yaşa ve yaşat. Dünyayı imar et, diyor. Biz onun emirlerini -sen işi bilmiyorsun haşa- sen yap diye gerisin geri Ona postalıyoruz ve bir utanmadan sıkılmadan sevap bekleyerek!.. Senin de iradenle yenilenmek dileğiyle...
SilAma sen de burada ol, sana da yorum yapalım ne olur tatlı kızım...