KAPI

Özel statü kazanmış site, bina, ev, oda, şehir, kale, kule, vadi, ülke sınırı vs gibi değerlerin dışa ya da içe açıldığı yerlerdir kapılar…

En özel değer olan insanın kapıları da vardır elbet. Vücudunun dışa açılan biyolojik kapıları en çok başta olmak üzere ağız, burun, göz, kulak ve genital bölge açıklıklarıdır. Ayrıca aşırı terleme ile çıkış noktası olarak, vize ve pasoport işlemleri üst boyutlarda olan süzgeçli geçiş bölgeleri olarak, kısmen koltuk altlarını da sayabiliriz…

Zihin dünyamızın psikososyal, biyososyal kapıları, beynimizin bizi götürdüğü yere kadar açılabilir. Çok yönlü ve çok boyutlu açılabilen kapılardır onlar. Akıl denilen, içten dışa doğru bizi organize eden vahiyle açılırsa o kapılar insan olmamızın gereğini yerine getirmek üzere açılmıştır demektir. Eğer iç güdü ve kontrolsüz dürtülerle açılmışsa o kapılar, bu defa en tehlikeli mahluk olmak üzere yol alıyoruz demektir. Dolayısıyla beynin kontrolü ile açılan her kapı, bizi hakikat yolunun yolcusu eyler.

Biz de Monera’dan yolculuk serüvenimizde hem sizlere yeni kapılar açmak, hem de sizlerin bize yeni kapılar açmanıza olanak sağlamak için yola koyulmuştuk. Belki klasik yöntemlerle, bir tık ile bize ulaşır ve izleme imkanı bulurken, şimdi birkaç tık ile bize ulaşmak zorunda kalıyorsunuz. Bu uygulamamız sizinle aramıza protokol koymak, aramıza duvarlar örmek, labirentler inşa etmek değildir. Açtığımız blog ile kapıları çoğaltarak bizi erişilmez kılmak değildir. Sadece kalıcı olabilmek, dilediğiniz zaman ve istediğinizde girerek bize ulaşmanızı sağlamaktır. Amacımız, sizi internet bağımlısı yapmak değil, kendi kontrolünüz altında interneti istediğiniz alanlarda kullanmanıza olanak sağlamaktır. İnanın bu uygulama benim için de kısıtlamalar getirdi. Önceden zaman ve mekan dinlemeden nerede olursam olayım, paylaşmak istediğim konuyu, anında WhatsApp durumdan paylaşıyordum. Şimdi öyle değil! İlle de Laptop un başına geçmek ve oradan sunumlar hazırlamak, daha sonra onları bloğa yüklemek durumundayım. Yani tek taraflı bir kapı çoğaltılması söz konusu değildir. Ancak biz, birbirimizin gönül kapılarını açtırmayı başardığımızı sanıyorum…

Dolayısıyla blog çalışmalarımız, tek kalem üzerinden yürümenin yanında sizlerin de sunumlarına sonuna kadar açıktır. Tek ölçümüz şirk ve müstehcenlik içermesin yeter…

Ne bileyim!!! Kendi yol hikayeniz, bizimle paylaşmak istediğiniz duygu ve düşünceleriniz, Monera’dan yolculuğumuza ait görüş ve düşünceleriniz, geçmişte özlediğiniz ya da gelecekte hayal kurduğunuz kişi veya şeylere mektuplar, şiir, nesir, makale, senaryo, sanat eseri vs gönlünüzden ne geçerse, bloğumuzdan bizimle paylaşabilirsiniz…

Hani vizyon ve misyon yazımızda bahsetmiştik; kimseyi tek tipleştirmeyeceğiz, öz yetilerimizi köreltmeyeceğiz, bilakis besleyeceğiz diye… Dönüştürücümüz Kur’an olduktan sonra, şirk ve müstehcenliğe kapılarımızı kapattıktan sonra, geriye büyük bir cesaretle bütün kapıları açabiliriz evelallah… Hem bir şey daha demiştik! Yer yer lokomotif, yer yer vagon olacağız ama her daim yolcu kalacağız!!! Hatırladınız değil mi? Haydi şimdi bizim gönül kapılarımızdan girmeniz için size sunduğumuz “Misafir Kalem” uygulamamızla sizin eserlerinizi bekliyoruz. Sizin gönül kapılarınızdan da, bizleri içeri almanızı talep ediyoruz. Bu talebimizi geri çevirmezseniz ziyadesiyle memnun oluruz. Tek yapmanız gereken yazdığınız, belki küçücük parça da olsa, duygu ve düşüncelerinizi içeren yazılarınızı bize göndermenizdir.

Bunun için Microsoft Word belgesinde hazırladığınız yazılarınızı 0554 774 26 66 telefonumdan WhatsApp mesajı olarak atmanız veya moneradan.yolculuk2@gmail.com adresine mail atmanız yeterli olacaktır.

Kapılar köprülere yol açsın, köprüler yollarımızda yeni bağlantılar kursun. Karmaşık görünen yollar tüneller, viyadükler, istasyonlar ve duraklarla çok daha belirgin, sade ve kolaylıkla aşılan yollar olsun inşallah…


Hayati YAMAN