MUHASEBE

İki kere iki kaç eder?

-Matematikçiye göre dört.

-İktisatçıya göre yaklaşık dört.

-Kayseriliye göre alırken üç, satarken beş.

-Muhasebeciye göre ise kaç istersiniz efendim?

Ben de bugün, istemsiz bir şekilde maruz kaldığımız, bu Corona sürecinde oldukça yoğun performans sergilediğimiz blog faaliyetlerimize yönelik bir muhasebe yapayım ve buradan siz değerli yol arkadaşlarımla bayramlaşayım istedim!

Bir kere sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır. Hatta anlam kayması yaşattığımız -minnet- sözcüğü ile teşekkürümü beyan etmeliyim. 

Zira Felsefe Profesörü İoanna Kuçuradi Hocamız -minnet- kavramını “Yapmayı çok isteyip de, her hangi bir nedenden dolayı yapmana şartların olanak sağlamadığı durumda o eylemi yapanlara karşı saygı teşekküründür.” diye tanımlar. Oysa biz bugün etik değer olarak yaşatılması gereken minnet kavramını, boyun bükme ve kendini borçlu hissetme anlamlarında kullanarak son derece ahlaki ilkeler dışına taşımışız!

Evet sizlere bütün içtenliğimle minnet duygularımı ifade ediyorum sevgili yavrucuklarım, çok değerli yol arkadaşlarım. Çünkü ne zaman çağrıda bulunduysam ve ne görev verdiysem eski yeni hemen her öğrencim çağrıma kulak kesildiniz, sesim oldunuz ve Moneradan Yolculuğun lokomotofi oldunuz. O kadar harika bir süreç işledi ki, emin olun kendim araya hiç girmek dahi istemedim!

Fakat siz bana bir adım yaklaşırsınız da, ben size on adım gelmez miyim canlarım?

Geldim, geldim. Ve çok önemli bir sürprizle bayramınızı tebrik ediyor olacağım inşallah! Sabredin…

Siz Corona günlükleri ile bloğumuza hikayeler, anılar, denemeler, mektuplar yolladınız. Dahası “Kariyer Günleri Eğitimi” başlığıyla eski öğrencilerimle yeni öğrencilerim arasında meslek ve program tanıtımları yaparak kaynaşma sağladınız. Ki bu hususta üç eser daha sırada mevcut şekilde bekliyor ve bayram sonrasında onları da sizlere sunacağım inşallah!

Kısacası gelecekte dijital arkeolojik kazılar yapacak bir meslek olacak mı bilemiyorum? Ama olacaksa, o torunlarımıza harika ürünler ve belgeler sakladınız. 

Yeni yol arkadaşları da kazandık bu süreçte…

Sesli okumalar yaparak sunumlarınızı avideo şekline de dönüştürün hocam! Diye teklifler geldi. Hem okumaktan sıkılanlara, hem de görme engellilere yönelik bir hizmet olsun, önerisinde bulunanlar oldu. Bu hususu açıkçası önemsiyorum.  

You Tube kanalı da açın hocam, dediler. Gerçi ekibimizin “Üç Kafa Tek Ses” kanalı var ama bilmiyorum, blog adıyla bir kanalımız da olsun mu? Onay verirseniz. O işler siz gençlerin işi, bildiğiniz gibi… Belki seslendirmeli blog sunumlarını o kanal üzerinden yaparak, bütün yol arkadaşlarımızın bir eseri/kendi eserini okumasına imkan sağlamak avantajı ile onları da aktif tutmuş oluruz!..

Keşke canlı yayınlar yapabilseydiniz hocam, diye mesaj atanlar oldu. Ben de o konular da hep öğrencilerimin çabaları ile yol aldığımı ve teknoloji özürlü olduğumu, interaktif ortamları etkin kullanmama rağmen yetkin bir şekilde kullanamadığımı beyan ettim. O konulara da, öncelikli görevlerinizi aksatmamak koşulu ile kafa yoralım olmaz mı?

Baştan beri birlikte yol aldığımız yol arkadaşlarım ve ekibim çok iyi bilir ki, bizim blog projemiz yanında kitap çıkarma projemiz de vardı…

Evet işte müjdeli haberimi sizlere bayram şekeri tadında sevinç ve bilgi paylaşımı yaparak veriyorum!..

Bu süreçte siz benim yanımda oldunuz. Ben de sizlere heyecanla beklenen o ilk kitap müjdemi vermek istiyorum artık. Basım işlemleri öncesindeki çok yoğun ve yorucu kontrol çalışmaları sonunda, baskı emrini verdim. İnşallah Haziran ayı içinde kitabımız elimizde olacak. 

Şimdilik heyecanınız devam etsin. Ayrıntılarını peyderpey açıklamaya devam edeceğim.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, Ramazan bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum…

Hayati YAMAN