KANDİL


Kandil, Kandiller! Yani “Din Panayırları, Din tüccarlarının serbest bölge fuarları ve ticaret platformları!” Neden böyle dediğimi açıklayacağım şüphesiz!.. 
Ben kandil filan kutlamıyorum. Çünkü ne Hz. Peygamberimiz, ne Dört Halife ve Sahabe, ne de Tabiûn döneminde kutlandı. Mısır Fatımî Devleti döneminde ilk kez 900’lü yıllarda kutlanmaya başlandı. (Hicretten 300 yıl sonra)
Osmanlı Padişahı 2. Selim Dönemi’nde ise (1560 lı yıllarda) minarelerde kandiller yakılarak aydınlatmalı kutlanmaya başlandığı için "kandil" adıyla maalesef sadece kültürel hayata değil, dinî hayata da girmiş oldu.
Kültür olarak kalmayıp, adeta dinin piyango ve emek hırsızlığına dönmesine vesile oldu. Hadise; "Bul geceyi, yap duayı, git camiye veya evde kıl iki rekat namazı, sıfırla kilometreyi!” meselesine döndü.  Bir duruş ve şahsiyet sahibi olması gereken Müslümanlar da, -kupon müslümanı- haline döndürüldü. 
Kuran'da olmayan, üstelik Diyanet İslam Ansiklopedisi(24. Cilt 300 ve 301. Sayfalar.)nin ilgili konu başlığında bile kandiller "zayıf ve uydurma hadislere dayanıyor” şeklinde bilgiler içermesine rağmen, Diyanetin hâlâ bu konuya dört elle sarılmasını anlayamıyorum?
Daha da önemlisi bunun hesabını yarın Huzur-u İlahî'de nasıl verecekler? Onu bilemiyorum. Çünkü dinde ekleme veya çıkarma yapmak hiç bir kula, velev ki peygamber olsun, verilmemiştir.
Hakka Suresi 44-47. Ayetlerde Rabbimiz "... Eğer bizim vahyimize ekleme veya çıkarma yaparsan, söylemediğimizi söyledi gibi gösterirsen, seni şah damarından yakalar ve damarını keser atarız. Kimse de buna engel olamaz." manasına gelen dehşet verici bir uyarıda bulunur. Hiç bir peygamber de böyle bir cüreti göstermez, gösteremez iken bizim dini bütün ahali, alim tayfası, yöneticiler, bürokratlar vs bu cüreti gösteriyor! Aksi yönde gür bir şekilde ses soluk çıkmıyor. Üstelik bir de “Ne zararı var ki?” diye olay hafife indirgeniyor. Oysa hal böyle olunca ALLAH'ın zaman ve mekanla kısıtlı olmayacak olan af ve bağışlanma kapıları belli dönemlerde açık, gibi bir ambargo devreye giriyor. Yine Kur’ana göre; hani kişi için sadece amelinin karşılığı vardı?.. (İsra-13, Necm-39) Yüce Rabbimizin sınırsız Merhamet kapıları, Rahmet kolları vardı?.. Rahmân, Rahîm olan Allah a her an istiğfar etmek ve Tevbe ile istikamet belirlemek yok muydu? Ardından da Kur'an ın nuru ile hayat yolumuzu aydınlatmak, Hz Peygamberimizin en güzel örnekliği ile son nefese kadar yaşamak yok muydu?
O halde nereden çıktı ve neden çıktı bu piyango geceleri?.. Tarikat ve cemaatlerin dört gözle bekledikleri din panayırlarıdır, din satma, Peygamber satma, hatta Allah ile kandırarak cennet satma alış-veriş platformlarıdır, bu geceler. O gecelere yükledikleri anlam ve misyon sayesinde yaşanan duygusal atmosferde ne kadar müşteri kaparlarsa, kısa günün karıdır onlar için... En özel uyduruk vaazlarını, kurtuluş müjdelerini rivayetlerle süsleyerek kendinden geçmiş, her şeyi kabullenmeye namzet cemaatine o gece anlatırlar. Kimse de sormaz “Ya o ki bu geceler o kadar önemli! Var mı bu gecelere mahsus bir ibadet?” Yok. Olamaz da zaten. O nedenle söyleyemezler de. Ancak tespih namazı, salavat zinciri, hatimlerle anlamadan Kur’an okuma, kaza namazı diye türettikleri namazla sana bol bol talim yaptırma tavsiyelerinde bulunurlar… Yani uyutmak ve uyuşturmak için kurgulanmış afyonlanma istasyonları da diyebiliriz. Biz uyuyacağız ve asla uyanmayacağız ki onlar, kendi saltanatlarını bizim üzerimizden sürdürsünler. Kandil, Alaattin'in Sihirli Lambası'na dönmüştür artık! Oysa dün gece veya yarın gece senin mükellefiyetinde ne varsa bu gece de aynısı var! 
Diyanet de ne yapsın? Yıllık 14 milyar bütçe ile senenin birkaç gecesinde ışıltılı, sesli musikili şenlikler düzenleyerek camileri doldursun, günü kurtarsın ve ne kadar önemli bir fiili icra ettiğini dosta düşmana göstersin…
Kuran'da sadece Kadir gecesinden söz edilir. Biri Kadr Suresi’nde, diğeri Duhan Suresi 3.ayette geçer. Bu surede geçen "leyle-i mübarek" ibaresini de, Berat kandili’ne delil diye gösteriyorlar. Oysa o da Kadir gecesi’ni işaret eder. Kadir gecesi de, kutsal gece olarak kutlanması açısından geçmez. Yeryüzünün vahiyle tanışma gecesi olduğundan dolayı, vahye ve Kur'an'a dikkat çekilir. Rabbimizin tenezzül buyurup indirdiği, indirmeye başladığı vahiy, bir ramazan ayında, bu gecede(kadir gecesinde) yeryüzünü aydınlatmaya başlamıştır. Hatta ona sarılarak ömür geçirmenin, bin aydan(ki yaklaşık 84 yıl, yani ortalama bir ömür) daha hayırlı olduğu, uyarısına bağlar Rabbimiz...
Ayrıca İsra Suresi’nde de Hz. Peygamberimiz’i bir takım ayetlerini, işaretlerini ve delillerini göstermek için gece yolculuğuna veya gece yürüyüşüne çıkarttığından söz eder Yüce Rabbimiz. Oradan da Miraç kandili türetmişiz. Tam bir piyango çekilişi seramonisi almış başını gidiyor…
O nedenle din panayırına dönmüş, çekiliş ve kampanyalar altında din sunumu yapılmasına muhalif davranmak için kandilleri kutlamıyor ve kupon müslümanlığına talip olmuyorum.
Duruş sahibi muttaki kardeşlerimin her günü ve her gecesi kandildir. Bırakın kandili nurdur. O yiğitlere selam olsun…

Hayati YAMAN

Yorumlar

Popüler Yayınlar