Adminden Mesaj ...

Öylesine samimi, öylesine amatör bir ruhla başlamıştık ki blog çalışmalarına!.. Bunu sizlere anlatamam diye düşünüyorum.

Çekirdek kadro ile görev paylaşımı yaparak heyecanla yeni günü bekliyor ve coşkuyla paylaşımlar yapıyorduk! Derken biz lise son sınıfa gelmiştik. Hocamız bizlere izin vererek, kampa girmemizi ve sınavlara ağırlık vermemizi istemişti. Alttan gelen yeni arkadaşlar ekibe dahil oldular ve biz görevi onlara devretmiştik.

İtiraf etmeliyim ki; "Bizim için yaşam tarzı haline geleceğini de hiç düşünmemiştim!" Ama öyle oldu. Neredeyse günlük gıda almamız için uğrak yerimiz olmuştu blog.
Yine hocamızın ifadesiyle, "Bloğumuz, zamanın hızlı bir şekilde aktığı gününüzde; insanlarımıza dinlenme tesisi gibi hizmet verecek! Kimisi yakıt ikmali yapacak, kimisi karnını doyuracak, kimisi alış veriş yapacak, kimisi Rabbine teşekkür için secdeye kapanacak, kimisi başka ihtiyacını giderecek, kimisi..." Eee ne de olsa biz yolcu olmuş, Moneradan Yolculuk yapmıyor muyduk?

Sınavlar sonrasında bir yemeğe çıkmıştık, "3 kafa tek ses" ekibi olarak Mehmet Emin, Altaykan, Ben ve Hayati hocam...
Sınavımızın iyi geçtiğini ve artık biz de aktif olarak görevlerimizi yürütebileceğimizi bildirmiştik hocamıza...

O da; "Sorun değil. Üniversiteye gitseniz, hatta farklı şehirlerde olsanız dahi, size çeşitli alanlarda sosyal imkanlar sunacaktır, diye umuyorum. Belki öğrenci kulüpleri aracılığı ile söyleşi organizasyonları yaparsınız seve seve konuk olurum. Sunumları podcast şeklinde seslendirin, oralarda ilgilenen arkadaşlarınızdan ekibimize yeni arkadaşlar katın. YouTube kanalı kurup çektiğiniz podcastleri oradan veya mevcut 3kafa tek ses kanalın(m)ızdan yayınlayın. Fikir alış verişleri mahiyetinde görüntülü programlar yapın katılırım." demişti.

Doğrusu çok heyecanlanmıştım yine...

Ben de bugün, yeniden sizlerle buluşmamın anısına Can Yücel'in olmadığı da iddia edilen ama onun adıyla arayınca dahi karşımıza çıkan, çok sevdiğim bir şiirle merhaba demek istedim.

Enes Coşgun
Blog yöneticisi

FARKINDA OLMALI İNSAN

Farkında Olmalı İnsan...
Kendisinin, Hayatın, Olayların, Gidişatın

Farkında Olmalı.

Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark
Ettirmemeli Bazen...
Bir Damlacık Sudan
Nasıl Yaratıldığını
Fark Etmeli.

Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını
Ve En Sonunda Bir Metre
Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını
Fark Etmeli.

Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahrete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu
Fark Etmeli.

Henüz Bebekken "Dünya Benim!" Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların "Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!" Dercesine Apaçık Kaldığını
Fark Etmeli.

Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını
Fark Etmeli.

Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini, Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini
Fark Etmeli

Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli.
Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte
Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini
Fark Etmeli.

Eşref-i Mahlûkat Olduğunu
Fark Etmeli.
Ve Ona Göre Yaşamalı.
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü
Fark Etmeli.

Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde
Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını
Fark Etmeli.

Eşine "Seni Çok Seviyorum!" Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü
Fark Etmeli.

Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini Ama Arka Sokaktaki
Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu
Fark Etmeli.

Zenginliğin Ve Bereketin Sofradayken Önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını
Yemekte Gizlendiğini
Fark Etmeli.

Annesinden Doğarken Tertemiz Teslim Aldığı Gırtlağını 60–70 Yıl Sonra Sigara Yüzünden Azrail'e Soba Borusu Gibi Teslim Etmenin Emanete
Hıyanet Sayılacağını
Fark Etmeli.

63 Yıllık Ömründe Hiç Karnı Doymayan Bir Peygamber'in Ümmeti Olarak Aşırı Beslenme Yüzünden Sarkan Göbeğini
Fark Etmeli.

Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O Da Bugündür.

CAN YÜCEL