AHLAK-1
Ahlak, Halık, Mahluk aynı kökten türeyen kelimelerdir. Bir de aynı kökten gelmeyen ama bunlarla dip komşu bir kelime var ki o da -helak-…
Halık, yaratıcı; mahluk, yaratılan ya da yaratılmış; ahlak ise her ikisine ait yönü olan köprü, denge, geçit veya dengeli geçiş formu diyebiliriz. Dosdoğru olmak, adil olmak, vicdanlı olmak, sevgi dolu olmak, duyarlı olmak, ilkeli olmak vs değerler manzumesi ile örgülü olmak diye tanımlayabiliriz ahlakı…
Peki helak ne o zaman? O da mahlukatın içinden görev ve sorumluluk bilinci ile seçilmiş olan insanın köprüleri yıkması, dengeyi alt üst etmesi, geçitleri ortadan kaldırması ve geçişleri tıkayarak karbonmonoksit gazından boğulmasıdır…
Bu gün Yaratıcı açısından “ahlak”ı değerlendireceğiz. Yarın da yaratılan açısından…
Allah ın ahlakını ancak ve ancak Onu tanımakla anlayabiliriz. Onu tanımak ise, Kendini tanıtan ayetleri bilmek ve anlamak ile mümkündür. Bunlar Kur’an kitabında Esma-ül Hüsna ayetleri olarak ve her biri ciltler dolusu kitaplar yazmayı gerektirebilecek kavram ve tanımlardır. Tabiat ve insan kitabında ise akıl, vicdan ve fıtrat denilen fabrika ayarlarımıza yüklü ayetlerle bulup, bilip, anlayacağımız, bilim üreteceğimiz ve yine ciltler dolusu eserler ortaya koyacağımız gerçekler, kanunlar ve bilimsel bulgulardır.
-Allah kuşatıcı, zengin ve sınırsız bilgi ile gerçek alimdir. İlminin gereğinin gerçek amili olarak ahlaklıdır.
-Allah yerde, gökte ve bu ikisi arasında her ne varsa her şeyin yaratıcısıdır. Yarattıklarına muhtaç olmamakla gerçek ahlaklıdır.
-Allah zatından dolayı ululuğa, yüceliğe, büyüklüğe ve eşsizliğe kaim olandır. Kullarını da kendisinden ve Kelamından başkasına muhtaç etmeyen olmakla ahlaklıdır.
-Allah bir, tek ve eşsizdir. Yarattıklarına asla benzememek Onun ahlakıdır.
-Allah her şeyi yaratan, bütün mahlukatın rızkını gözeten ve verendir. Rızıktan hiç pay almamakla, gerçek gözü tok olarak ahlaklıdır.
-Allah koruyucu, kollayıcı, erteleyici ama asla unutmayandır. Karşılığında fiili duadan başka hiçbir şey istememekle, gücümüz tükendiğinde ise yardımımıza yetişmekle ahlaklıdır.
-Allah kutsal, azim, aziz, ala ve sınırsızca övülmeye layık olan TEK kudrettir. Bunlardan asla şımarmayacak, yoldan çıkmayacak, böbürlenmeyecek olmakla; gerçekten bunların hakkını vermek ve onları asla ziyan etmeyecek olmakla ahlaklıdır.
-Allah izzet, ikram ve kerem sahibidir. Cömertlikte sınır tanımamakla ahlaklıdır.
-Allah tamamıyla mülkün sahibidir, meliktir, maliktir ve muktedirdir. Mülkünden pay, hak ve miras talep etmemekle ahlaklıdır.
-Allah her şeyden, açıkta ve gizlide olan her ne varsa ve her ne işleniyorsa onların hepsinden haberdardır. Her şeyi gören, işiten ve çepe çevre kuşatandır. Olayları yüze vurmamakla ama şahitler huzurunda olduğumuzu, her şahidin Kendisi gibi olmayacağını bize bildirmekle ahlaklıdır.
-Allah vekil, dost, seven ve ziyadesiyle en çok sevilen ve sevilmeye en layık olandır. Dostluğunu hiç kimseye kapatmamakla, inanan olmakla vekil, kefil ve dostluk bağı kurabilme imkanını bizlere sunması ile ahlaklıdır.
-Allah hak, hikmet sahibi, kadir, kıymet, değer, anlam ve kudrettir. Tenezzül edip kelam etmek ve vahyini bize indirmekle ahlaklıdır.
-Allah hakim, adil, adaletle hükmeden ve hüküm gününün tek sahibidir. Hesap günü geldiğinde şahitler huzurunda ne yaptın? sorusu değil, yaptığın belli de niye yaptın? sorusunu soracak hükmünde asla kuşku bırakmayacaktır. O nedenle Allah ahlaklıdır.
-Allah mekandan, yönden, zamandan, sınırdan ve sondan münezzehtir. Bunları ölçme, sınırlama, anlama ve anlamlandırma özelliklerini bize bahşetmekle ahlaklıdır.
-Allah gerçek diri ve asla ölmeyecek olan hayat sahibi ilahtır. Her an yaratmak ve öldürmek fiilleri ile faal oluşu ve yeniden diriltecek olmakla ahlaklıdır.
-Allah gerçek şehit ve şahit olandır. Kendisi uğruna hayat yaşamayı, vahyi şahit kılan ve Kur’anın şehidi olanları, bizim bilemeyeceğimiz manada diri kabul etmekle ahlaklıdır.
-Allah gerçek yönetici kayyum, gerçek iradenin sahibi, gerçek dileyen ve kullarının üstün ahlaklı olmasını, kurtuluşa erenler olmasını murat edendir. Kullarını kendi özgür iradesiyle baş başa bırakmak ve onların iradesine ipotek koymamakla, ödül ve ceza yöntemli sınava tabi tutmakla ahlaklıdır.
-Allah müjdeleyen, rehber gönderen, yaşanabilir bir din gönderdiğini, din adına her şeyi kolay ve güzel kıldığını peygamberleri ile ispat eden ilahtır. Sorumlu tuttuğu bizleri akıl ve vahiyle muhatap kıldığı için ahlaklıdır.
-Allah gani, galib, şekur, kebir, kavi, latif, varis, ber, bedi’ mevla, fatır, halim, hafiz, hayr, hafi, karib, mucib, mecid, gaffar, kahhar, cabbar, vehhab, müntekım, müstean olandır. Bunların hakkını verebilecek yegane kuvvet ve kudretin kendisi olduğunu bildirmekle ahlaklıdır.
-Allah isminde derin hikmet ve anlamlar içerendir. Anlamları kavratmayı bize lütf ettiği için ahlaklıdır.
-Allah tohumdan, zigottan, atomdan ve atom altı parçacıklardan, hatta daha da ötesi, yoktan var edendir. Falık, bedi’, enşee dir. Onların ilimlerini bize bahşettiği için ahlaklıdır.
-Allah sadık, rauf, Fettah, kafi, refi, tevvab, vasi, şakir, batın, zahir, mubin, nur, cami’ kuddus, selam, mu’min, munzir, metin, afuv, muheymin, mütekebbir, bari’ musavvir, hasib, mukit, evvel, ahir dir. Tevhidi bize öğreten olmakla ahlaklıdır.
-Allah ahlaklı olmayı dilediği için peygamberlerini güzel ahlaklı kılmış ve onlarda insanlığa örneklik sunmuştur. Son peygamberi ile güzel ahlakı, son kitabı ile ahlak mazumesi vahyini tamamlamış olması da Allah’ın ahlakına yakışandır.
Hiçbir şeye muhtaç olmamana rağmen, hiçbir makam ve kişiye hesap verecek olmamana rağmen, karşında hiçbir otorite bulundurmamana rağmen, KENDİNi de ilke ve kurallar silsilesine bağlayan, dosdoğru yol üzere olan ve sünnetullah denilen yasalarında hiç şaşma olmayan Allah’ım! Seni anladıkça hayat anlam kazanıyor. Seni anladıkça anmalarımız bize rızık oluyor. Seni anladıkça kendimize güven geliyor. Seni anladıkça sensizliğe mahkum olmamak çok hoşumuza gidiyor. Seni anladıkça sensizliğin zor ve zorlama olduğu gün gibi aşikar oluyor. Seni anladıkça kibrimiz kırılıyor tevazumuz artıyor. Seni anladıkça ahlak elbisemizin modası hiç geçmiyor. Ahlak elbisemiz asla bedenimize bol ya da dar gelmiyor.
Ahlakın hakkını Rahman ve Rahim olmakla veren merhametin kaynağı ve çağlayanı olan Allah’ım! Merhametliler merhametlisi olarak bizi başkalarına muhtaç bırakmayan Yüce Rabbim, Sahibim ve Efendim! Af ve mağfiret sana çok yakışıyor. Bizi affeder, bizi bağışlar ve bizi fabrika ayarlarımıza yeniden döndürür müsün Allah’ım???Hayati YAMAN
Hocam öncelikle şunu söylemek istiyorum: Yazılarınızın hepsi gerçekten çok güzel.. Ellerinize, aklınıza, fikrinize sağlık.. Bu yazı da gerçekten çok güzel ve düşündüren harika bir yazı olmuş. Yazı ile ilgili bir şey sormak istiyorum: "-Allah mekandan, yönden, zamandan, sınırdan ve sondan münezzehtir. Bunları ölçme, sınırlama, anlama ve anlamlandırma özelliklerini bize bahşetmekle ahlaklıdır." demişsiniz. Bazı insanlar Allah'a yücelik, büyüklük adfetmek için: "Yukarıda Allah bizi görüp koruyup, gözetliyor.." diyorlar.. Burda "Yukarıda Allah" diyerek Allah'ı mekanla sınırlandırmak, O'nunla ilgili böyle bir cümle kurmak uygun, doğru mudur? Yapılan bu şey hatalı mıdır? Açıklarsanız çok sevinirim, hocam.. Teşekkürler.. Allah yolunuzu bahtınızı açık etsin. Bu yolda daimî dosdoğru, emin adımlarla gidebilmenizi nasip etsin size, hepimize inşallah. Selametle...
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım benim. Bilmiyorum gerçek hayattan da tanışıyor muyuz? Öğrencim misin? Şu yönüyle önemli, evkadm diyebilme samimiyetini kendimde görürdüm. İlgi ve alakana kurban olurum. Soruna gelince Taha-5 de Yüce Rabbimiz kendisini, arşa kuruldu, şeklinde bildiriyor. Bunun yucelikve kudret makamı olarak yüksekler ve gökler, gökler üstü bir makam olarak düşünülmesinde bir mahsur görmüyorum. Bu durum mekanı tam olarak kuşatamamız ama yüksek bir mevki olarak anlamlandırabilmemiz açısından önemlidir. Selam ve sevgiler.✋💕
YanıtlaSil