DEMOSTENES / EŞEĞİN GÖLGESİ
O da ne, ya da kim?
Gecenin bir yarısı telefonunuza mesaj geldiği ve sizin onu ancak sabah uyandığınızda gördüğünüz ve büyük bir merakla, hatta heyecanla açtığınız olmuştur muhakkak...
"Kızım bu aralar İoanna Kuçuradi isimli Rum asıllı, dünyalar tatlısı 84 yaşında bilim insanımızı tanımanın hem hüznünü, hem de sevincini yaşıyorum. Hüznüm neden bu kadar geç tanıdım diye, sevincim ise iyi ki de tanıdım, hayatta hiçbir şey için geç değildir, diye…
Onun sayesinde bu aralar Felsefe'ye ağırlık verdim. Dolayısıyla senin konseptine uygun olduğunu düşündüğüm için sana bir ödev vermek istiyorum, ne dersin?" şeklinde bir mesaj da benim için bunlardan biri idi.
Mesaj Hayati hocamdan olunca, bu beyanımın onu rahatsız edeceğini adım gibi bilmeme rağmen, yazmak istiyorum:
Bu ödev artık, “Benim için emirdi!..”
-Elbette hocam, başım gözüm üstüne. Siz buyrun, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım, dedim.
Ve ödevim:
"Demostenes ve onun -Eşeğin Gölgesi- hikayesi ile ilgili yaşanmışlığını, bloğumuza bir derleme yapar mısın?" idi…
Nasıl heyecanlandım yine bir bilseniz! Ne kadar yeni bilgiler öğreneceğimin ateşi sardı tüm vücudumu. Corona virüsü salgınından dolayı dinlenmeye, bir nevi zorunlu ev hapsine tabi tutulduğumuz bu günlerde; hem yetkililerin bizi evde tutma planlamasına katkımız olsun, hem de okuma erdemini çok iyi değerlendirelim diye bu ödevimi yerine getirdim.
Eminim ki sizin için de çok verimli bir derleme olacak. Yanılmadığımı ve sizi yanıltmadığımı göreceksiniz...
Demostenes, MÖ 4. yy'da yaşamış Antik Yunan filozoflarından biri... Entelektüel birikime sahip olduğu kadar siyasete de ilgili ve aktif siyasetin içinde olan biri. Aynı zamanda zengin aristokrat aileden gelen, iyi bir hatip olan Demostenes, kekemedir de…
İyi bir hatip ve kekemelik! Enteresan değil mi?
Bu özelliğini yenebilmek ve hitabetiyle insanları etkilemek için ne uğraşlar vermiş, bir bilseniz! Hatta günümüzde dahi kısmen kullanılan ağzın içine çakıl taşları koyarak konuşmaya zorlanarak kekeme tedavi yöntemi ondan gelmektedir. Sahile inip ağzına koyduğu taşlar sayesinde deniz dalgalarıyla yarışarak bağıra bağıra konuşup, denize ve dalgalara karşı nutuklar atmış, büyük bir aynanın karşısına geçip kendi kendine konferanslar vermiş ve kekemeliği o şekilde yenerek usta bir hatip olmuştur...
Demostenes, 7 yaşında yetim kalmış ve yasal mirasçıları tarafından talan edilen mal varlığının akıbetini tazmin etmek için kendinden önceki büyük hatiplerin konuşmalarını inceler, onlardan retorik öğrenir ve avukatlık yaparak geçimini sağlar...
İlk yargı konuşması da, yasal mirasçılarındaki mal varlığının geri kalanlarını kurtarmasına neden olan yargı savunmasıdır...
Siyasi hayatı nedeniyle pek çok politik konuşmaları da olur... İyi bir siyasetçi olarak halkının zenginleşmesine vesile olmuştur. Hukuku hakim kalmış, Atina'nın üstünlüğünü yeniden sağlamak için halkın arasında birlik ve beraberliği sağlamıştır. Vatandaşlarını Makedonya Kralı 2. Philip'e karşı birlikte mücadeleye ikna ederek şehrinin idealleştirilmesine, kentinin hür, halkının özgür kalarak antlaşmalar ve ittifaklar kurmasına imza atmıştır.
Görüyorsunuz değil mi yetim, kekeme, ayak oyunlarının kurbanı, sahipsiz ama inanmış biri olarak dert yanmadıkça, mazeret üretmedikçe neler başarılıyor?
Gel zaman git zaman, bir miting konuşmasında halkına hitap ederken onu hafife alan tavırlarla karşılaşınca işte o meşhur Eşeğin Gölgesi hikayesini tarihe kayıt düşer ve hikaye günümüze kadar gelir. Hatta pek önem vermediğimiz için şimdilerde ortadan kalkan ama bir zamanların en eğlenceli eğitim okulları olan Devlet Tiyatrolarında oyun olarak dahi sahnelenen o hikaye vukuu bulur!..
Atina'da mitingde konuşan Filozof Demostenes çok önemli konulardan, pek çok soruna çözüm önerilerinden bahsetmek ister. Sürekli halkın dikkatini çekmek için yeni argümanlar geliştirir ama nafile, bir türlü söz dinletemez!
Bunun üzerine Demostenes, "Bir hikaye anlatıp ineceğim sevgili halkım!" diye bağırır ve sessizlik olunca anlatmaya başlar:
-Bir yolcu Atina'dan Megara'ya gitmek için bir eşek kiralamış. Yolcu eşeğin üzerinde, sahibi de yaya olarak yola çıkmışlar. Derken öğle sıcağı bastırmış, biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için durmuşlar ama hiç gölgelik yokmuş.
Eşeğin sahibi hemen eşeğin gölgesine sığınmış.
Eşeği kiralayan "Sen çekil gölgede benim oturmam gerek!" demiş.
Eşeğin sahibi itiraz etmiş "Ne alaka? Tabi ki ben oturacağım. Çünkü eşek benim."demiş.
Yolcu kendince haklı olarak, "Ama ben eşeği kiraladım, kira bedelini ödedim. O süre zarfında artık eşek benim diyemezsin!" deyince…
Eşeğin sahibi kısa süreli şaşkınlığın ardından, "Ben sana eşeği kiraladım, gölgesini değil!" cevabını vermiş.
İleri geri derken, sonunda aralarında kavga çıkmış.
Hikayeyi duyan herkes pürdikkat Demostenes'i dinlemeye başlamış ama usta hatip ve değerli filozof sözlerini orada kesip, kürsüden inmiş! Oradan uzaklaşmaya başlamış…
Fakat kalabalıktan sesler yükselmeye başlamış!
-Heyyy olayın sonunu anlat.
-Olayın sonunda ne oldu?
-Kavgada kim galip geldi?
-Eşeğin gölgesinde kim oturdu?
Diye bağırmalar çağırmalar başlayınca geri dönüp kürsüye çıkan Demostenes, tarihi konuşmasıyla hem halkına, hem bizlere, hem de gelecekteki insanlığa müthiş bir ders verir:
-Ben size çok önemli konulardan bahsedip, sorunlarınıza çözüm önerileri sunacakken, siz beni dinlemediniz ama gördüğünüz gibi eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz! Yazık size ve benim çabalarıma. Artık ne fikirlerimi söyleyeceğim ne de olayın sonunu!..
Der ve bu defa aşağı inen Demostenes, kararlı bir şekilde oradan uzaklaşır. Halkın ise ağzını açıp bir şey söylemeye yüzü yoktur artık...
Teşekkür ederim hocam ve bizi, bloğumuzu takip eden okurlarımız, izleyicilerimiz...
Biz eşekle veya gölgesiyle ilgilenmiyor, hakikatin izini sürmeye, bilginin ışığında fikir platformlarıyla kararlı ve ısrarlı bir şekilde yol almaya devam ediyoruz...
Meryem ÖZSEVEN
Haklısın kızım, ben kimseye hiç bir konuda emretmem. Onu doğru bulmam. Sadece teklif ederim. Ama sen, benim görev teklifimi emir kabul etmiş ve üst perdeden olaya yaklaşmışsın. Sağ ol var ol evladım. Harikasın/ız, sizinle gurur duyuyorum...
YanıtlaSilBu ve daha fazla yazıyı paylaşmamıza,belki dünyanın değişmesine vesile edecek adımlar atmamıza vesile olduğunuz için ne kadar teşekkür etsek az kalır:)
SilÇok anlamlı bir yazı yayınlamış yine öğrencin Hayati. Tebrik ederim gençleri. Ne güzel bir imkan sunuyorsun onlara...
YanıtlaSilMeryem kızımızı da kutluyorum.
Teşekkür ederim arkadaşım, kardeşim. Tanıyamadım ama samimiyetizi takdir ediyorum.
SilYazan arkadaşımı tanımıyorum ama çok anlamlı bir yazı olmuş,kalemine sağlık. Müsadeniz olursa yazınızı alıp isminizle birlikte sosyal medyada paylaşmak istiyorum,olur mu? Güzel bilgilere herkes ulaşmalı :)
YanıtlaSilElbette,bu bizi fazlasıyla mutlu da edecektir.Yalnız sizden ricam paylaşırken blog ismini de eklerseniz okuyucularımızın buna benzer daha fazla yazıya ulaşmasına da vesile olursunuz.Şimdiden ilginiz için teşekkürler..
YanıtlaSilTebrik ederim anlamlı bir yazı
YanıtlaSilŞahsım ve bloğumuz adına teşekkür ederim.Amacımız var olan anlamı görünür kılmak :)
YanıtlaSil