VAKİT
VAKTİ GELMEDİ Mİ?
Hadid-16 ile bu uyarıyı yüce Rabbimiz yapıyor bizlere!!!
"İman edenlerin, Allah'ın zikrine/Kur'an a ve Haktan inene/vahye, kalplerinin saygı duyacağı vakit gelmedi mi?"
Yıllar boyu hatta yüzyıllar boyunca mücadele etmemiz gereken sorunlarımıza, çözüm üretirken ana kaynağımızı unuttuğumuz için, sorun çıkaranlara karşı da sessiz kaldık. Oysa Hakk ile gerçeği haykırmak gerekirdi. Biz hep hayırlısı olsun, gökten ne indi de yer kabul etmedi? diyerek herşeyi Rabbimize havale ettik. Kolaycılığı seçtik. Çok enteresandır! Vahyin anlaşılmaz olduğu, herkesin anlayamayacağı, birilerinin anlayabileceği üzerinden yol aldık. Anlayanlar olarak kabul ettiğimiz pek çok kanaat önderi de, hakikatlerin üzerini örterek, işine gelmeyenleri gizleyerek bizi kendilerine çağırdı...
Kimi kürsüden, kimi minberden, kimi dergahtan, kimi dergiden, kimi sergiden, kimi sözle, kimi sazla, kimi şalla, kimi şalvarla... Ruhban sınıfı oluşturup, bizi avam kategorisine koyarak hep çağırdılar! Ama neye ve nereye? Hep cemaatine, grubuna, cemiyetine, tarikatına vs çağırdılar. Allah'a ulaşmanın yolu bizden geçer, diye bizi Allah ile aldattılar!(Fatır-5)
Şirki tam anlamıyla anlatmadılar. Sadece Allah'a eş koşmak dediler ve geçtiler. Nasıl Allah'a eş koşulur? Aracılık kurumunun bal gibi şirk olduğunu hiç dillendirmediler. Siz bize gelin, bizden ayrılmayın biz sizi cennete taşıyacağız, dediler...
Meğerse kimi, oğluna iş, kimi kızına eş, kimi üstüne ev, kimi altına araba, kimi din adına iki kelam öğrenmek, kimi alimliğe soyunmak, kimi masa başı işini kaybetmemek için görüneni ve arka planı farklı olan topluluklar olmuş bunlar!!!
Oysa, Allah'tan başkasına verilmeyecek olan sevgide, aşırıya giderken; şirke batmışız vesselam.(Bakara-165)
Oysa biz yine kolaya kaçmadık mı? Şu ülke kafir, bu ülke yahudi, şu ülke hıristiyan... Diye hep dışarı bakmadık mı? Kendimizi müslüman zannederek, ahiretimizi garanti altına aldığımıza inanmadık mı? Yüce Rabbimiz, peygamberlerine dahi, benim hükmümle hükmedin demedi mi?
Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, dağılmayın demedi mi?
Adaletli olun, haksızlık etmeyin demedi mi?
Yetim hakkı yemeyin demedi mi?
Faizden uzak durun, yoksa bana savaş açmış olursunuz, demedi mi?
İçkiden uzak durun demedi mi?
Zinaya yaklaşmayın demedi mi?
Kumar şeytan işi bir pisliktir, demedi mi?
Allah'tan başkasını, Allah'ı sever gibi sevmeyin demedi mi?
Sadece beni yüceltin, övgüye layık olan benim demedi mi?
Ben size şah damarınızdan daha yakınım, benimle aranıza aracı koymayın demedi mi?
Bana dua edin icabet edeyim demedi mi?
Tevbeleri ben kabul ederim demedi mi?
Peki biz ne yaptık? Birilerinin tasarladığı dini Rabbimize öğretmeye kalktık!
Faize kılıf uydurduk. Zinaya, içkiye, nasıl olsa tövbe ederiz dedik, ailemizin rızkını, kumar kağıtlarına verdik. Ağzımızdan çıkana dikkat etmedik. Affedilmek, cennete girebilmek uğruna, Allah'a yakınlaşmak için başka kapılara yöneldik. Oysa O zaten bize yakındı...
Allah'ın vahyi ile hükmetmek yerine, kendimiz hükümler koyduk. Şeytanı Kabe'de sandık. Dörtbir yanımızdakini unuttuk. Fesatlık, gıybet, dedikodu yapıp lakaplarla hitap ettik. Müslüman aile yapımız bozuldu. Ahlak değerlerimiz ayaklar altında. İnfakı tam anlamıyla bilmedik. Karz-ı hasen (Allaha borç verme)i unuttuk. Velhasılı biz Rabbimizin hükümlerini ayaklar altına aldık. Rezil durumdayız. Herşeyi ona havale etmekteyiz. Peki hiç mi akıl etmiyoruz? Acaba yüzyıllardır kafir, yahudi, hıristiyan dediklerimiz, her alanda ilerlerken; biz yapmamız gerekenleri yapmayıp, yattığımız yerden görevlerimizi Allah'a havale ederek sürekli geriliyoruz...
Artık akletmenin zamanı gelmedi mi? Artık kitabımız Kuran-ı Kerim'i anlamanın, hükümleriyle hükmetmenin, sadece ve sadece Rabbimizi övmenin, yüceltmenin, Allah'ın vahyine kalpten saygı duymanın VAKTİ GELMEDİ Mİ? (Hadid-16)
Ve O, aklını kullanmayanları pisliğe mahkum eder!
(Yunus-100)
Ejder İREN
Hadid-16 ile bu uyarıyı yüce Rabbimiz yapıyor bizlere!!!
"İman edenlerin, Allah'ın zikrine/Kur'an a ve Haktan inene/vahye, kalplerinin saygı duyacağı vakit gelmedi mi?"
Yıllar boyu hatta yüzyıllar boyunca mücadele etmemiz gereken sorunlarımıza, çözüm üretirken ana kaynağımızı unuttuğumuz için, sorun çıkaranlara karşı da sessiz kaldık. Oysa Hakk ile gerçeği haykırmak gerekirdi. Biz hep hayırlısı olsun, gökten ne indi de yer kabul etmedi? diyerek herşeyi Rabbimize havale ettik. Kolaycılığı seçtik. Çok enteresandır! Vahyin anlaşılmaz olduğu, herkesin anlayamayacağı, birilerinin anlayabileceği üzerinden yol aldık. Anlayanlar olarak kabul ettiğimiz pek çok kanaat önderi de, hakikatlerin üzerini örterek, işine gelmeyenleri gizleyerek bizi kendilerine çağırdı...
Kimi kürsüden, kimi minberden, kimi dergahtan, kimi dergiden, kimi sergiden, kimi sözle, kimi sazla, kimi şalla, kimi şalvarla... Ruhban sınıfı oluşturup, bizi avam kategorisine koyarak hep çağırdılar! Ama neye ve nereye? Hep cemaatine, grubuna, cemiyetine, tarikatına vs çağırdılar. Allah'a ulaşmanın yolu bizden geçer, diye bizi Allah ile aldattılar!(Fatır-5)
Şirki tam anlamıyla anlatmadılar. Sadece Allah'a eş koşmak dediler ve geçtiler. Nasıl Allah'a eş koşulur? Aracılık kurumunun bal gibi şirk olduğunu hiç dillendirmediler. Siz bize gelin, bizden ayrılmayın biz sizi cennete taşıyacağız, dediler...
Meğerse kimi, oğluna iş, kimi kızına eş, kimi üstüne ev, kimi altına araba, kimi din adına iki kelam öğrenmek, kimi alimliğe soyunmak, kimi masa başı işini kaybetmemek için görüneni ve arka planı farklı olan topluluklar olmuş bunlar!!!
Oysa, Allah'tan başkasına verilmeyecek olan sevgide, aşırıya giderken; şirke batmışız vesselam.(Bakara-165)
Oysa biz yine kolaya kaçmadık mı? Şu ülke kafir, bu ülke yahudi, şu ülke hıristiyan... Diye hep dışarı bakmadık mı? Kendimizi müslüman zannederek, ahiretimizi garanti altına aldığımıza inanmadık mı? Yüce Rabbimiz, peygamberlerine dahi, benim hükmümle hükmedin demedi mi?
Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, dağılmayın demedi mi?
Adaletli olun, haksızlık etmeyin demedi mi?
Yetim hakkı yemeyin demedi mi?
Faizden uzak durun, yoksa bana savaş açmış olursunuz, demedi mi?
İçkiden uzak durun demedi mi?
Zinaya yaklaşmayın demedi mi?
Kumar şeytan işi bir pisliktir, demedi mi?
Allah'tan başkasını, Allah'ı sever gibi sevmeyin demedi mi?
Sadece beni yüceltin, övgüye layık olan benim demedi mi?
Ben size şah damarınızdan daha yakınım, benimle aranıza aracı koymayın demedi mi?
Bana dua edin icabet edeyim demedi mi?
Tevbeleri ben kabul ederim demedi mi?
Peki biz ne yaptık? Birilerinin tasarladığı dini Rabbimize öğretmeye kalktık!
Faize kılıf uydurduk. Zinaya, içkiye, nasıl olsa tövbe ederiz dedik, ailemizin rızkını, kumar kağıtlarına verdik. Ağzımızdan çıkana dikkat etmedik. Affedilmek, cennete girebilmek uğruna, Allah'a yakınlaşmak için başka kapılara yöneldik. Oysa O zaten bize yakındı...
Allah'ın vahyi ile hükmetmek yerine, kendimiz hükümler koyduk. Şeytanı Kabe'de sandık. Dörtbir yanımızdakini unuttuk. Fesatlık, gıybet, dedikodu yapıp lakaplarla hitap ettik. Müslüman aile yapımız bozuldu. Ahlak değerlerimiz ayaklar altında. İnfakı tam anlamıyla bilmedik. Karz-ı hasen (Allaha borç verme)i unuttuk. Velhasılı biz Rabbimizin hükümlerini ayaklar altına aldık. Rezil durumdayız. Herşeyi ona havale etmekteyiz. Peki hiç mi akıl etmiyoruz? Acaba yüzyıllardır kafir, yahudi, hıristiyan dediklerimiz, her alanda ilerlerken; biz yapmamız gerekenleri yapmayıp, yattığımız yerden görevlerimizi Allah'a havale ederek sürekli geriliyoruz...
Artık akletmenin zamanı gelmedi mi? Artık kitabımız Kuran-ı Kerim'i anlamanın, hükümleriyle hükmetmenin, sadece ve sadece Rabbimizi övmenin, yüceltmenin, Allah'ın vahyine kalpten saygı duymanın VAKTİ GELMEDİ Mİ? (Hadid-16)
Ve O, aklını kullanmayanları pisliğe mahkum eder!
(Yunus-100)
Ejder İREN
Eyvallah Ejder kardeşim. Farkındalık oluşturmak adına güzel bir çalışma olmuş. Bizimle paylaştığın için teşekkürler...
YanıtlaSilBen bir tarikata tabi olarak söylüyorum ben mürşidimden şu söxü hiç duymadm ELLAH cc ulaşmanı yolu bizden geçer demedi hiç tamam tersi biz iradenizi koruyup ELLAH layık kul olmaktır gaye der sanılıyor ki biz sofilerini küçük ve cahil görüyorlar sanılıyor ama sadatlar bizi üstün güzel kendilerini cahil göriyorlar bir kaç soru yazmşsınz ya insanlar onlara düşmesin tasavvuf yolunda yürüsünler diye nefsani duygularını törpülesinker diye uğraşıyorlar yani amaç makamrızası değil yaradanın rızası ve anlam veremediğim şey bize sadece hak tealaya
YanıtlaSilBize şu kelimeyide kullanmadı sadatlar bizeden ayrılmayn demediler mesela tam tersi eğer sünnet şeriati daha güzel yapan varsa ve biliyorsanz söyleyin bizde tabi olalım dediler ve yazmışsınz ki benimle aranıza aracı koymayın sevgilisiyle arasında cibril vardı ELLAH cc bizim aramızda da fahri kainat efendimz biz sadece dünyada nasıl kıl olunur okuluna gidiyorz
öncelikle ALLAHcc selamı üzerinize olsun ne demek istediğinizi tam anlayamadım umarım suriyeli değilsinizdir.biz mürüdlerimizi kibrit kutusunda,sırattan geçireceğiz diyenler,bizim müridimizi ateş yakmayacak diyenler,önlerinde eğilmenize ses çıkarmayanlar,şeyhimin yüzüne bir an bakmak bilmem kaç yıl ALLAHA ibadetten evladır diyenler,peygamber soyundanım deyip el etek öpmenize ses çıkarmayanlar,sistemin Kuran dışı uygulamalarına ses çıkarmayanlar, fakir peygamberi anlatıp saltanat yaşayanlar,insanları,nefis terbiyesi-hizmet adı altında çalıştıranlar,kimler,dünyada şeyhimizi,evlatlarını razı etmek gerek diyen akılsızlar kimler,onların köpeği olmamız gerek diyen kimler,''BEN SİZE ŞAH DAMARINIZDAN DAHA YAKINIM'' DİYEN ALLAHCC ile kulları arasına girmek cürretini gösteren kimler,oturduğu postun üzerinden,faizin,zinanın,kumarın,içkinin,adaletsizliğin,yolsuzluğun,resmen serbest olmasına,fakirin dahada fakirleştirilmesine,ses çıkarmayıp halen sabırdan,imtihandan bahsedip,şehylik gösterişi yapanlar kimler,bizim peygamberimiz hiçbir zaman insanları kendine davet etmedi RABBİNE,VAHYİNE,davet etti ben RABBİNİZLE sizin aranızda aracıyım demedi,aksine kızına bile kızım kendini kurtarmaya bak babam peygamber diye güvenme dedi,ama sizin tarikat ehilleri ,ALLAH dostu olduğuna dair hakkında hiçbir delil bulunmayan birinin elindeki ipe tutunup tövbe etmekle kurtulunacağını/kurtaracağını zannnediyor,yazdıklarımın hepsinin delilleri videoları mevcuttur,fakat en büyüyk ve güzel delil ALLAHCC delili VAHİYDİR selametle
YanıtlaSilAllah'tan başkasını, Allah'ı sever gibi sevmeyin demedi mi?
YanıtlaSilSadece beni yüceltin, övgüye layık olan benim demedi mi?
Ben size şah damarınızdan daha yakınım, benimle aranıza aracı koymayın demedi mi?
Bana dua edin icabet edeyim demedi mi?
Tevbeleri ben kabul ederim demedi mi?
bakın yazıma delil olarak ALLAHCC ayetlerini yazdım,Rabbimiz bu ayetleri bizlere boş yere göndermedi halen bu ayetlerin muhatapları meydana çıkmakta,ama sözde ehli sünnet olanlar,beni hristiyanların kardeşim isayı yücelttikleri gibi yüceltmeyin,ben kuru et yiyen bir kadının oğluyum diyen Resulullahı nerdeyse bir melek haline getirecek kadar övgüler yağdırıp,BAKARA-165. ayetin muhatabı olduğunuzun farkında bile olmuyorsunuz,ALLAHcc size akıl vermedimi?Kitap vermedimi? neden aklınızı nefsinizi kendinizi teslim ediyorsunu,kendini bile kurtaramyanlardan meded umuyorsunuz?
Zünnün el-Mısri’ye aittir: “Üstadına Allah’tan fazla teslimiyet göstermeyen asla mürid olamaz.”
YanıtlaSilZünnün el-Mısri'nin
SilKur'an
Sünnet
İcma
Kıyas
İhtihsan
Örf, adet..
Şeklinde sıralanan zincirdeki yeri neresi?
Zünnün el-Mısri'nin bu sözü şirk kokmuyor mu?
Gavsül Azam ve Keşif Ehli: Yüce Allah yeri havayı ve karayı onların hizmetine vermiştir. Duaları kabul ne isterlerse verir.
YanıtlaSil1-Gizliyi bilirler 2-Masum ve Günahsızdırlar 3-Tayyi Zaman ile zamana hükmedebilirler 4-Tayyi Mekan ile istedikleri mekana geçebilirler 5-İslam orduları ile beraber savaşırlar...
Kim Nakşibendi'nin Halidi kolundanım derse ona azap edilmez. (Cübbeli Ahmet Hoca (!)
-Mahmut Efendi Azrail'i ölümü getirdiğinde huzurundan kovmuştur (Cübbeli Ahmet Hoca (!)
Şeyh namaz kılma derse bu emre uyarım (Sıbgatullah Arvasi,Minah 233)
-Gavsın şeytanı müslüman olmuştur (Minah)
-Şeyhi kemale ermeden ölenin işi zordur. (Minah 45)
-Muhammed Diyauddin ölmek üzere olan çocuğu geri diriltmiştir. (Minah)
-Eğer kişi hasta olursa 'Mürşidim benim için hastalık dilemiştir,o yüzden hasta oldum' demelidir (Arifler Yolunun Edepleri s.87)
-Eğer iyi bir insan olduysak Gavsın sayesindedir. (F.Erol)
-Vekiller Lehvi Mahfuzu görebilirler (Ruhul Furkan c.1 s.18)
-70 bin kelimei tevhid getiren cennete gider (Ruhul Furkan c.1 s.18)
Şimdi gelelim Kuran'a. Kuran'da Aracı ve Allah dostu nasıl anlatılır bakalım.
YanıtlaSil-Allah inananların velisidir,neden göz göre göre Allah'ın ayetlerini reddediyorsunuz? Neden hakkı batıla tercih ediyorsunuz da gerçeği gizliyorsunuz? (Ali İmran 65)
-Allah'tan başka dostlara tutunanların durumu kendisine bir yuva yapan örümcek örneği gibidir. Halbuki evlerin en çürüğü örümcek evidir. (Ankebut 41)
-Rabbinizden indirilene uyun ondan başka velilere uymayın (Araf 3)
-Size Allah'tan başka dost yoktur (Tevbe 116)
-Allah inananların dostudur (Bakara 257)
Gavs (k.s) H.z’nin yüce meclislerinde, ihlas üzerine sohbet ediliyordu.Ben Halit-i Öleki, ihlası sordum. Cizreli Mevlana Ahmed (k.s)’in beytini okudu : Ku’ran ve ayetlere yemin ederim. Eğer meyhanenin (tarikatın) piri Lat’a secde edin dese Müridler ona uyarlar. ” İhlas bu kadar mıdır ?” dediğimde. ” Bu kafi değilmidir ?” buyurdu. Sonra Gavs (k.s) bu fakire (Halid-i Öleki ) döndü : ” Sen ihlas hakkında ne diyorsun.” Ben de : ” Bana göre ihlas hadisi kutsinin dalalet ettiği gibi mürid, şeyhinin bütün sözleri, fiilleri, hareket ve sekenelerinin ancak Allah (c.c) rıza ve emri ile olduğuna yakınen inanmasıdır.” dedim. Gavs (k.s) bu cevabımı beğenerek ” Gerçek ihlas budur. Bundan başkası yukarıdaki dörtlük gibi ehl-i sekrin kelamıdır.” buyurdu. (Seyyid sıbgatullah arvasi: Minah 59 , Sayfa 62, Menzil yayınları 1996)
YanıtlaSilSanırım, ihlasın en güzeli kendini zorlayarak değil, rıza ve zevkle olan teslimiyet, olduğuna işareten Gavs (k.s.) dedi: “Şeyhimizin etba’ından iki alim konuşuyordu, birisi diğerine dedi, eğer şeyh sana namaz kılmamanı emretse ne yaparsın? öbürü dedi; emre kerhen uyarım, soruyu soran alim dedi; ben gönüllü ve kalb hoşluluğu ile uyarım. ((Seyyid sıbgatullah arvasi: Minah, Sayfa:143 Menzil yayınları 1996))
YanıtlaSilBu şeyh denilen kişiler peygamberden daha mı yukarı seviyededir?
SilBu sözler İslam itikadına aykırı anlamlar içeriyor.
Gerekçesi ne olursa olsun bu sözler sakıncalı.
İhlasın ölçüsü körü körüne itaat değildir.
Allah'in (cc) peygamberlere bile vermediği yetkileri şeyh, mürşit vs. kişilerde görmek şirk kokuyor.
Tövbe edin ve bu tür yazıları, alıntı olarak bile, yayınlamayın.
Geylani diyor ki: ''Müridim ister doğuda olsun isterse batıda, hangi yerde olsa da yetişirim imdadına.''(Abdulkadir Geylani: Fuyuzatı Rabbaniye, Sayfa 59 - Tercüme: Celal Yıldırım)
YanıtlaSilGeylani diyor ki: Benim kabrim Beytullah (Kabe)'dır, gelen onu ziyaret eder, Ona seğirtir de izzet ve rıf'at ile yüce makama erişir. Benim sırrım, Allahın sırrıdır, halk ile seyreder. Yanıma sığın, eğer sevgimi arzu ediyorsan! Benim emrim, Allah'ın emridir; eğer ol! dersem oluverir; Hepsi de Allahın emriyledir, ama sen benim kudretime hükmet!
YanıtlaSil..Ben, hakikaten varlığın kutublarının kutbuyum. Diğer bütün kutublar üzerinde izzet ve saygıdeğerliğim vardır. Bütün tehlike ve korkunç hallerinde bize tevessül et, Varlık ve eşya içinde himmetimle senin imdadına koşarım. Ben, müridim için korktuğu şeylere karşı koruyucuyum. Onu her türlü şer ve fitneden muhafaza ederim.
...Sırrımı denizlere atacak olsam, hepsi de yerin dibine geçip zeval bulur. Geçen ve sona eren his bir ay ve yıl yok ki, Olup bitenleri ulaştırıp, bana haber vermesin. Onların bana olan bildirisi, devam eder, O halde sen artık benimle zorlu çekişmeyi bırak ! Allah'ın beldeleri benim mülküm ve hükmüm altındadır, Benim vaktim ise öncesidir ki öncesidir ki bana safa getirdi. [Kaynak: Abdulkadir Geylani: Fuyuzat-ı Rabbaniyye, sayfa 57-62 - Beyda Yayınları İstanbul 1995, Çeviri:Celal Yıldırım]