ŞAMAR OĞLANI!






O kadar yerleşik bir deyimdir ki, mecaz anlamı şudur diye açıklama yapmaya gerek dahi duymuyorum.

Daha önce bloğumuzda bir atasözü kritiği yapmıştım. Yine hocamızın sık kullandığı bir ifadeyle bu defa bu deyimi sorgulamak istiyorum! “Çevre, içinde yaşanılan kültürüyle birlikte yoğurur insanı!” der, Hayati hocamız. Ben de bu deyimin nereden geldiğini araştırınca hemen bu sözü hatırladım.

Monarşik düzenlerde saray kültürü, kendi sosyal dokusunu oluşturur doğal olarak!

Hocalar bizzat saraya gelerek şehzadelere eğitim verirlermiş. Ve o dönemlerde dayak eğitim metodu olarak kullanılmaktaymış. Hatta ülkemizde yakın tarihlere kadar bile dayak, eğitimin bir parçası kabul edilmiyor muydu? Çok geriye gitmeye gerek yok. Bir üst neslimiz; okul-eğitim, öğretmen-öğrenci ilişkisine dair cümleler kurarken, “Bizim zamanımızda …” diye başlayan sözlerini, hangi özlü sözle süslüyor?

“Bizi babalarımız okula kaydettirirken öğretmenlerimize, -eti senin kemiği benim- diyerek kaydettirirlerdi.” İşte çevre kültürü insanın ruhuna nasıl işliyor, kanıtı burada yatıyor gibi geliyor bana?.. Şimdi hem hocamızın yukarıdaki sözünü daha iyi anlıyor, hem de yine Erdal hocamızın çok sıklıkla kullandığı İbn-i Haldun’un “Coğrafya kaderdir!” sözünü daha iyi özümsüyorum.

Tekrardan “Şamar oğlanı” deyiminin nereden çıktığı acı tablosuna dönecek olursam;

Hocalar, şehzadelerin eğitimi sırasında yaptıkları yanlışların dayak cezasını onlara uygulayamadıkları için o cezanın uygulanması amacıyla, şehzadeyle aynı yaşta ve ona çok benzer bir çocuğu sarayda tutar ve o çocuğa şamar atarlarmış! Düşünebiliyor musunuz? Hiç suçu yok, olaya hiç müdahil değil, dayak için konu mankeni bir çocuk! İşte şamar oğlanı deyimi oradan geliyormuş. Bu uygulamayı Batı ve Doğu Medeniyetlerinin Monarşik düzenleri hep uygulamışlar. Hem de sağır çocukları seçerlermiş ki, etrafta ne olup bittiğini anlamasın, neden şamar yediğini sorgulamasın diye!.. Şehzade hazretleri, o çocuk her şamar yediğinde kendisinin yanlış yaptığını anlayacaktır. Ayrıca çocukluktan itibaren egosu okşanarak asil olarak yetişecek ve halka maraba gözüyle bakacaktır.

İyi de bu dönemde böyle bir uygulama olmadığına göre; ben neden yaşadığımız çevre kültürünün bizi etkilediği gerçeğini hatırladım ki? Belki Donald Trump'ın tepeden bakan ekabir tavrına takıldım! Belki insanların çoğu sağır ve olaydan rahatsız olmuyor ama benim beynim zonkluyor! Nedendir bu sancı? Ben Doğuda ya da Batıda, sonuçta bu dünyada yaşıyor değil miyim?  Sanki çevremizde saray kültürü mü var?

Ben hukuk okumak istiyorum ve dünya üzerindeki, konumu ne olursa olsun, her insanın adalete tabi olması gerektiğine inanıyorum. Benim inanışımla taban tabana zıt bir uygulamanın doğurduğu bu deyim bana; üstünler hukukunun geçerli olduğu Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un “Yasalar örümcek ağına benzer. Küçük sinekler ağa takılıp kalırken; büyük sinekler ağı deler geçer!” sözünü hatırlattı.

Doğuda büyük sinekler genel anlamda yöneticiler, dar anlamda ise erkeklerdir. Küçük sinekler ise bu doğrultuda halk ve kadınlardır. Batı ise Tüm Dünyanın büyük sineğidir. Hatta o derece büyüklerdir(!) ki, onların karşısına hiçbir örümcek çıkıp da ağ örmeye cesaret edemez!

Bu uygulamadaki şehzadeler de o denli büyük sinekler anlaşılan! Hatta büyüklükleri yüzünden uçmaz, uçamaz! Başkaları onların yerine küçük sinekleri uçurur ve onların yerine ağa takılmalarını sağlar. O şehzade padişah ya da kral olduğunda ruhuna işlemiş büyük sinek mayasını dışa yansıtır artık!

Neresinden tutsak elimizde kalan bu absürt uygulama, halkın -sıfatları fark etmeksizin- kendi kendine oluşturduğu tabakaların arasındaki farkı arşa çıkarmak için birebirdir. Zira bu tabakaları birbirine denk kılan yegane unsur hukuk iken birileri her daim bu unsuru etkisiz kılmayı başarır. Eğer bu birileri yöneticiler ise vah halimize! 

Ama o dönemlerde sağır çocuk bulunmadığı zaman sarayın yaverleri, sağlıklı çocukların iki kulağına kubbeleştirdikleri elleri ile aynı anda vurarak, kulak zarlarını patlatıp onları sağır ediyormuş!..

Biri beni sağır etsin ne olur! Ben Doğuda yaşayan bizim şamar oğlanı olduğumuzu biliyor ve anlıyorum. Kimler sağır, kimler sağlıklı olduğu halde duyarsız onu bilmiyorum. Ama ben kendimin şamar oğlanı olduğumu hissetmek istemiyorum artık!


Beyza Nur AKGÜL

Yorumlar

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bizimle paylaşınız. Yorumlarınız bizler için çok değerli. Onaylama işlemi zaman alabilir. Hakaret içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Popüler Yayınlar