BENİM BEYİM, BENİM. BEYİN...
"Kimse benim için bir şey yapmıyor! Kimse beni sevmiyor! Kimse benimle ilgilenmiyor!..."
Tanıdık geldi mi, bu cümleler size?... Başta kendi yaş grubum (ergenlik dönemi) olmak üzere tüm insanların aklından arada bir böyle geçiyordur her halde. O nedenle tanıdık geldi mi? Diye sordum. Tanıdık gelmeyenler varsa, onları da ben o kadar tanımak isterim ki anlatamam! "Demek ki hayat sana hep gülümsüyor kardeşim. Hayatının kıymetini çok iyi bil. Tadını çıkar, bizleri de unutma, bizlerin yalnızlığını da gider olmaz mı?" Mesajı vermek isterdim. Çünkü yalnızlık, bazı intihar olaylarını bile tetikleyen dip dalga olabiliyor maalesef.
Peki biz neden böyle düşünüyoruz? Cevap belli: Kendimizi, vücudumuzu, en çok da beynimizi keşfedemediğimiz, tanımadığımız için! Bizim için çalışan bir ordunun varlığından habersiz doğuyor, büyüyor ve ölüyoruz da ondan... Onları tanımadığımız için haliyle onlardan da faydalanamıyoruz.
Önümüze bir akıllı telefon koysalar, kurcalaya kurcalaya özelliklerini keşfetmez miyiz? Hem de nasıl?
Peki yıllardır orada duran beynimizi neden keşfetmiyoruz?
Öyleyse gelin benimle... Çocukluğa da değil, bebekliğimize inerek başlayalım işe!Küçücüktük daha ve annelerimiz bizi sallayarak uyuttu hep. Ve yıllarca sandılar ki gerçekten salladıkları için uyuyorduk biz! Son bir kaç yılda uzmanlar bu konuda uyarılarda bulunuyor. Bu uyarıları ilk duyduğumda, çocuk sallayınca salak oluyor, diye düşünmedim değil. İşin aslı çok başka tabi. Beynimizde "mutlak bilinç" diye bir kavramın merkezi varmış. Anne çocuğu salladığında çocuk sarsılır, aslında uykusu olmadığı halde uyur ve bu birkaç kez tekrarlandığında çocuğun kafasında "Sallanıyorsam uyumam gerekir!" şeklinde şartlı kodlama ortaya çıkarmış. Öyle geçici bir şey de değildir. Otobüste, araçta uykumuzun gelmesi de bundandır. "Mutlak bilinç" kavramı, yatay konumda uyurken de geçerlidir.Yani bebeklikten bu yana beynimiz, "Yatıyorsam uyumam gerekir." şeklinde kodlar bizi. Yatarken kitap okuduğunuzda bu yüzden uykunuz gelir. Beyin rahatlamış, vücut uygun konuma gelmiştir. Eh artık sana güzel bir uyku çekmek düşer...
Sürekli yaptığımız eylemlerden biri de, "Müzik dinlemek." Uykudan yarım saat önce dinlediğinizde sizi bütün gece rahat uyutabilecek bir eylem. Uyurken eğer açık unutursanız sizi gece rahatsız edebilir. Neden? Sizin için çalışıyor dedik ya işte ondan. Siz uyurken beyninizin uyumayan bölgeleri var. Ve oralar, siz uyurken siz için iş tutar... Uyurken sen o müziği açık bırakırsan beyninde bir yerler meşgul olacak ve asıl yapması gereken işi yapamayacak. Bir süre sonra da seni uyartacaktır. Bir başka örnek verecek olursam, şöyle bir hayal edelim. Kötü bir olay yaşadık çok sinirlendik, çok üzüldük, sonra biraz uyuduk! Uyandığımızda artık olaya çok farklı bakıyor olmalıydık. Birazcık sinirlerimiz yatışmış ve daha sakinizdir artık biz. Neden mi? Çünkü biz uyurken beynimiz sadece bedenimizi değil, ruhunuzu da dinlendirmekle görevliydi...
İşte tam olarak orada, beyninizde sizin hiç bilmediğiniz, tanışmadığınız bir psikoloğunuz var yıllardır.
Anlatacak, ögrenecek daha çok şeyimiz var ama ben istiyorum ki öğrenmeye kendimizden başlayalım. Daha en doğru nasıl uyuyacağımızı, beynimizin nerede nasıl çalıştığını bilmeden, kendimizi geliştirip dönüştüremeyiz.
İşte bu yüzden sizi kendinizi tanımaya, işe de beyninizden başlamaya davet ediyorum...
Sinem SAPER
Tanıdık geldi mi, bu cümleler size?... Başta kendi yaş grubum (ergenlik dönemi) olmak üzere tüm insanların aklından arada bir böyle geçiyordur her halde. O nedenle tanıdık geldi mi? Diye sordum. Tanıdık gelmeyenler varsa, onları da ben o kadar tanımak isterim ki anlatamam! "Demek ki hayat sana hep gülümsüyor kardeşim. Hayatının kıymetini çok iyi bil. Tadını çıkar, bizleri de unutma, bizlerin yalnızlığını da gider olmaz mı?" Mesajı vermek isterdim. Çünkü yalnızlık, bazı intihar olaylarını bile tetikleyen dip dalga olabiliyor maalesef.
Peki biz neden böyle düşünüyoruz? Cevap belli: Kendimizi, vücudumuzu, en çok da beynimizi keşfedemediğimiz, tanımadığımız için! Bizim için çalışan bir ordunun varlığından habersiz doğuyor, büyüyor ve ölüyoruz da ondan... Onları tanımadığımız için haliyle onlardan da faydalanamıyoruz.
Önümüze bir akıllı telefon koysalar, kurcalaya kurcalaya özelliklerini keşfetmez miyiz? Hem de nasıl?
Peki yıllardır orada duran beynimizi neden keşfetmiyoruz?
Öyleyse gelin benimle... Çocukluğa da değil, bebekliğimize inerek başlayalım işe!Küçücüktük daha ve annelerimiz bizi sallayarak uyuttu hep. Ve yıllarca sandılar ki gerçekten salladıkları için uyuyorduk biz! Son bir kaç yılda uzmanlar bu konuda uyarılarda bulunuyor. Bu uyarıları ilk duyduğumda, çocuk sallayınca salak oluyor, diye düşünmedim değil. İşin aslı çok başka tabi. Beynimizde "mutlak bilinç" diye bir kavramın merkezi varmış. Anne çocuğu salladığında çocuk sarsılır, aslında uykusu olmadığı halde uyur ve bu birkaç kez tekrarlandığında çocuğun kafasında "Sallanıyorsam uyumam gerekir!" şeklinde şartlı kodlama ortaya çıkarmış. Öyle geçici bir şey de değildir. Otobüste, araçta uykumuzun gelmesi de bundandır. "Mutlak bilinç" kavramı, yatay konumda uyurken de geçerlidir.Yani bebeklikten bu yana beynimiz, "Yatıyorsam uyumam gerekir." şeklinde kodlar bizi. Yatarken kitap okuduğunuzda bu yüzden uykunuz gelir. Beyin rahatlamış, vücut uygun konuma gelmiştir. Eh artık sana güzel bir uyku çekmek düşer...
Sürekli yaptığımız eylemlerden biri de, "Müzik dinlemek." Uykudan yarım saat önce dinlediğinizde sizi bütün gece rahat uyutabilecek bir eylem. Uyurken eğer açık unutursanız sizi gece rahatsız edebilir. Neden? Sizin için çalışıyor dedik ya işte ondan. Siz uyurken beyninizin uyumayan bölgeleri var. Ve oralar, siz uyurken siz için iş tutar... Uyurken sen o müziği açık bırakırsan beyninde bir yerler meşgul olacak ve asıl yapması gereken işi yapamayacak. Bir süre sonra da seni uyartacaktır. Bir başka örnek verecek olursam, şöyle bir hayal edelim. Kötü bir olay yaşadık çok sinirlendik, çok üzüldük, sonra biraz uyuduk! Uyandığımızda artık olaya çok farklı bakıyor olmalıydık. Birazcık sinirlerimiz yatışmış ve daha sakinizdir artık biz. Neden mi? Çünkü biz uyurken beynimiz sadece bedenimizi değil, ruhunuzu da dinlendirmekle görevliydi...
İşte tam olarak orada, beyninizde sizin hiç bilmediğiniz, tanışmadığınız bir psikoloğunuz var yıllardır.
Anlatacak, ögrenecek daha çok şeyimiz var ama ben istiyorum ki öğrenmeye kendimizden başlayalım. Daha en doğru nasıl uyuyacağımızı, beynimizin nerede nasıl çalıştığını bilmeden, kendimizi geliştirip dönüştüremeyiz.
İşte bu yüzden sizi kendinizi tanımaya, işe de beyninizden başlamaya davet ediyorum...
Sinem SAPER
Sinem cim, gerçekten etkileyici bilgiler sunmuşsun. Çok şey öğrendim kızım. Teşekkür ederim. "Adım Adım" tadında bir akıcılık ve kelimelerle dans eden bir başlık da apayrı güzellik saçıyor...
YanıtlaSilÇok beğendim. Hatta bebeklikten itibaren öğrenilmiş çaresizliğe tabi tutulduğumuzu anladım. Devamını bekleriz.
SilÇok teşekkürler elimizden geldiğince kendimize bir şeyler katarak ilerlemeye çalışıyoruz.
Sililgi çekici güzzel bir yazı
YanıtlaSilTebrik ederim çok harikulade ve anlamlı bir yazı olmuş 🌼
YanıtlaSilTeşekkürler...
SilKendini tanı kavramına beynini tanı olarak açılım yapmışsın.Psikanalize çok güzel göndermeler var.Tebrik ederim çok güzel bir yazı.
YanıtlaSilİlginiz için teşekkürler hocam.
Sil