MİLLİYETÇİLİK


-Nedir ve ne değildir?
Mensup olduğu milleti sevmek, onun işlerlik kazandırılmış özelliklerini kültürel olarak sahiplenmek, onların Kur’ana aykırı olanlarını budamak, aykırı olmayanlarını geliştirmek ve yeni nesillere aktarmaktır.
Irkçılık değildir. Ancak sınırlarını kontrol etmek kesinlikle gereklidir. Kontrol edilmezse, kontrol mekanizmasında kriterlerinin ne olacağı bilinmezse, bir sapkınlık olan “ırkçılık” boyutuna taşınabilir.
Lakin ülkemizde milliyetçi bakış açısı; mütedeyyin, dindar, muhafazakar İslamcı, siyasal İslamcı vs gibi tanımlanan kesimlerce her halükarda ırkçı kabul edildiği için İslam’a aykırı gibi algılandığı, hatta öyle öğretildiği için tukaka ilan edilir.
Sol, liberal, merkez diye tanımlanan görüş açısına sahip kesimlerce mahalli, yerel ve dar çerçeveli bir görüş gibi sunulduğu için evrensel bakış açısına aykırı gibi gösterdikleri ve öyle öğrettikleri için tukaka ilan edilir. Bu global çağda dünya küçücük bir köy, insanlık bütünüyle kardeş, böylesi banal yaklaşımlara kapalı olmak gerekli, tarzında süslü ve ütopik cümleler kurularak gerçeklerin üzeri örtülmektedir.
Bilimsel ve Kur’ani bakış açısı ile olaylara bakarak ve hayatın gerçekleri ile olayları değerlendirmek gerektiği kanaatindeyim.
Öncelikle Biyoloji bilimi ile olaya açıklık getireyim. Bildiğiniz gibi hücreler bir araya gelerek dokuları oluşturur. Ama her hücre topluluğu doku oluşturmaz. Koloni denilen yapılarda da hücreler bir aradadır. Ama asla dokulaşma gösteremezler. Dokudaki bir araya gelen hücrelerde hedef ve görev birlikteliğine dayalı bir adanmışlık ruhu vardır. Onlar genlerinde mevcut olan bilgilerden hangilerini aktifleştirmeye hedef birlikteliği sağlamışsa bir doku olmuş demektir. Diğer dokularla uyumlu çalışarak organları, sistemleri ve nihayetinde canlı organizmanın kendisini oluşturur. Kolonilerde böyle bir durum söz konusu olamaz. Ayrıca bazı dokular kontrolsüz çoğalır hedefler sapar, kanser olur ve sağa sola zarar vermeye başlar.
Yani millet doku demektir. Milliyetçilik, dokulaşma mekanizmasını sağlıklı bir şekilde işleterek ümmeti yani organı oluşturmak demektir. En hayırlı ümmet kılınan Müslümanlar olarak görevimiz de diğer sistemlerle yani diğer din mensupları ile koordineli bir şekilde çalışarak, organizmanın kendisi olan bütün insanlık ailesini sağlıklı ve selametli bir şekilde yol aldırmaktır. Millet ruhunu oluşturamayan topluluklar, bırakın ümmet olmayı,  kabile anlayışından öteye geçemeyecek, hücre yığınlarından oluşan koloniler olmaya mahkum kalacaklardır. Ayrıca kontrol edilmeyen milliyetçilik de, habis bir ur gibi büyüyecek ve kanserli dokuya dönüşerek organı veya metastazla tüm organizmayı yok edecektir.

O nedenle Ümmet de büyük bir millettir. Millet olmadan ümmet olunmaz. Kur’an da geçen “Millet-i İbrahim” kavramı ümmetin büyük bir millet olduğunun göstergesidir. Ayrıca milliyetçiliği İslam karşıtlığı gibi gören dindar kesim, cemaat milliyetçiliği, cemiyet milliyetçiliği, tarikat milliyetçiliği, vakıf milliyetçiliği, dernek milliyetçiliği yaptığını hiç düşünmez!  Hatta mensup olduğu grubun ırkçılığına tavan yaptırır, farkında değildir. Toplumun her kademesini değerlendirebilme yaşı ve yetisine sahip birisi olarak onların yaptıklarının bal gibi ırkçılık olduğunu söyleyebilirim.
Yüce Rabbimiz Kur’anda eğer isteseydim hepinizi tek bir kavim yapardım, isteseydim hepinizi inanan bir kavim yapardım.(Maide-48, Hud-118, Şura-8) Şeklinde ayetlerle çeşitliliği murat ettiğini, seçim ve irademizin Kendisi için önemli olduğunu ortaya koyuyor. Çeşitliliğin Yüce Rabbimizin şanından olduğunu Rum-22 de anlatıyor. O halde her farklılık Allah’ın birer ayeti ve o ayetleri ortadan kaldırmamak da Müslümanın görevidir. Biz bütün insanlık ailesi olarak %98 ortak genlere sahibiz. Yani doğuştan gelen bir üstünlük ve torpilli bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla seçmediğimiz şeylerle övünme aptallığına düşmenin bir anlamı yoktur. Kimse hangi anneden-babadan olacağını, hangi milliyetten olacağını seçmedi, seçemezdi. O nedenle seçtiğimiz ve tercih ettiğimiz eylemlerimizle övünmeliyiz. Milletimizin seçerek, genlerini işleterek ortaya çıkardığı üstün özellikleriyle övünmeliyiz ve onları gelecek nesillerimize aktarmalıyız. Diğer %2 lik fark, 7.5 milyarlık insanlık ailesindeki bizim bireysel özelliklerimizi ortaya çıkarır. Yine Yüce Rabbimiz bizim birbirimizle düşman olmamız için değil, daha iyi tanışıp kaynaşmamız için kabilelere ayırdığını(Hucurat-13), bizim kalplerimizi birbirine ısındırdığını, birleştirdiğini beyan etmektedir(Ali İmran-103). İnananların kardeş olduğunu buyurmaktadır(Hucurat-10). Aynı -inanç ailesi-nin kardeşleri olmanın biyolojik kardeşlikten öte olduğunu anlatmaktadır. Yakınları gözetmeyi(Nahl-90) ve işe yakınlardan başlamayı da bize öğretmektedir(Şuara-214).
Gelelim liberal ve sol görüşlülerin “Bütün insanlar kardeştir, milliyetçilik savaşları ve düşmanlığı doğuruyor.” bakışına! Öyle bütün insanlar kardeştir demekle kardeş olunmuyor. Nihai hedef bütün insanların kardeş olduğunu sağlamak ve öğretmek, kardeşçe yaşamasına olanak sağlanmış bir dünya inşa etmektir, zaten. Ülkeler var, sınırlar var, milletler var, kabileler var. Var oğlu var. Bunları yok sayarak bir teorem geliştirmek sosyolojik kurallara da aykırı olduğu için "Bütün insanlar kardeştir." sözü slogan olarak kalmanın ötesine geçememektedir. Bütün insanlar kardeştir, sınırlar kalksın, devletler kalksın, dünyanın global köy olduğu gerçekliği kabul edilsin diyen o zevat, bizden daha gür sesle Suriyeli’lere karşı çıkıyor!
Bizleri kendi görüşümüze Kur’anı noter olarak kullanma zelilliğinden uzak eyleyip, görüşlerini Kur’ana uyduran kullarından eyler misin Allah’ım?…   
HAYATİ YAMAN

Yorumlar

  1. hocam elinize saglik. Tek dunyayi, insanlarin kardes olduklarini savunan kisiler, 20-25 sene önce bosnada insanlar katledilirken " Bunlar bizden degil" diye kör olup susanlar degil mi? daha on sene once bebekler kiyiya vurunca "ayy yazik, onlari ulkemize alalim" diye dunyaya baris sovu yapanlar degil mi? sov bitti, turkiye ye geri gönderip para verelim diyenler degil mi ? Unicefleri de Unescolari da yalanlardan ibaret. Azicik tarih bilsek, kendi milletimiz haricinde dostumuz olmadigini gorebiliyoruz. Durum buyken cikip da birileri "milliyetcilik hasta kafa urunudur" diyor. Toplum ve vatan bilincini yitiren bireyi, istediginiz gibi gudebilirsiniz. Ve bu yuzden bu tek dunya fikirleri hep emperyalist devletlerin felsefecilerinden, sosyologlarindan cikiyor. Ben, ben olabilmek icin once biz olmamamiz gerektigini dusunuyorum. ama "biz "olacak sizin gibiler gittikce azaliyor. sevgiler ve saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvallah yiğidim. Milletini seven, milliyetini taniyan, işlettiği genleri sahiplenen, adalet dağıtan, ırkçılığı reddeden, asaleti azim çalışma ve gayrette arayan, bilim ve akıl yoluyla ilerleyen, kaybettiği bilimsel değerlere yeniden sahip olmayı ilke edinen, güçlü ve Dünyada sözü geçen, barış ve merhamet elçisi Türk milliyetçiliğine yeniden sarılmak gerek.

      Konjonktürel milliyetçilere de, milliyetçilik karşıtları kadar uzağım.

      Her türlü milliyetçiliğin övülüp, Türk milliyetçiliğinin ırkçılık gibi gösterilmeye çalışıldığı ülkemde, Türk milliyetçilerine selam olsun.

      Ne mutlu Türküm diyene.
      Bir Çerkez olarak, Atatürk ün bu sözünü, büyük bir gururla söylüyorum. Tıpkı Arnavut olan Mehmet Akif in, Kürt olan Ziya Gökalp in dediği gibi...

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Ziya Gökalp Bey asla kürt değildir.
      Diyarbakır'da doğmuş olmak ya da Diyarbakır'li bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmeyi kürtlük olarak görmek sosyolojiye, biyolojiye, antropojiye, tarihe, akla ve bilime aykırı bir yaklaşımdır.
      Ziya Gökalp Bey daha yaşadığı zamanlarda kendisine yapılan kürtlük isnatlarını şiddetle reddetmiştir.
      Hal böyle iken bir takım çevreler Türk Milliyetçiliği fikrini temelinden sarsmak için bilinçli olarak Ziya Gökalp Beyin kürt olduğunu ileri sürmektedir.
      Maalesef bu yanlışa bir çok insanda bilmeyerek ve artniyet olmaksızın iştirak etmektedir.

      "Türklük, hem mefkurem, hem de kanımdır"
      diye haykıran Türkçülük ve Turancılığın 20. Yüzyılda sistematiğini kurmuş ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinde Atatürk'e rehber ve ışık olmuş olan Uluğ Bilge Ziya Gökalp Beyin ruhu şad olsun!

      İbrahim ÖZMEN-ANKARA

      Sil
    4. Ziya Gökalp i, Diyarbakır doğumlu olduğu için Kürt diye biliyorum. Düzeltmeden dolayı teşekkür ederim abi. Türk'ün karşılığı olarak Kürt göstermek için söylememiştim. Türk milliyetçiliğini bir ırka dayalı milliyetçilik olarak görmediğim için Akif ve Gökalp örneğini vermiştim. Selam ve saygılar.

      Sil
  2. Son bölümdeki görüşünüze katılmıyorum. Çünkü düşmanlığı doğuran milletlerin içerisindeki milliyetçiliktir bence. Mesela Türk toplumu içerisindeki Arap kökenli insanların Arap milliyetçiliği yapması,kürt kökenli insanların kürt milliyetçiliği yapması savaşları doğuruyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son bölümdeki görüşlerim de, senin bu yorumunda bahsettiğin gibi işte. Yani Osmanlı kendi vatandaşarı arasında bir milliyet bağı kuaramadığı için dağıldı. Cumhuriyet kurulunca M. Kemal Atatürk; müslim gayrimüslüm ayırt etmeksizin ülkedeki bütün etnik unsurları Türk milliyetinin mensubu yaptı. Bu ülkede yaşayan her vatandaş Türk vatandaşıdır, diye meclisten yasa çıkarttı. Anayasadaeşit vatandaşlık güvencesi sağladı. Türk kavramını, etnik bir kimlik olarak saymadı. Onun için -Ne mutlu Türk`e veya Türk olana- demedi!
      "Ne mutlu Türküm diyene." dedi...

      Sonra metinde izah ettiğim, dini algı ve global bakış açısı, iki yanlış saik ile Atatürk ün o sözünün derinliği kaçırılmış ve Türk kavramı bir ırkı temsil ediyor, gibi sunulmuştur. Maalesef okumayan bir toplum olunca da üzerimizden her türlü algı operasyonu yapılır hale geldik. Etnik unsurlar kendilerinin asimilasyona tabi tutlduğunu zanneder olmuştur...

      Sil
  3. İslam hassasiyeti olmayan milliyetçiliğin içi boştur.Hocam ya müthiş tespitler kaleminize yüreğinize sağlık 👏������

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Makbule kızım. Allah a emanet ol sevgili öğretmenim...

      Sil
  4. Gerçekten çok doğru tespitler yapmışsınız hocam özelliklede "bütün insanlar kardeştir" sözünün slogandan öteye geçemediğini vurgulamanız çok güzel bir bölüm olmuş.Emeginize sağlık hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim evladım. Kıymet bilmek de sana çok yakışıyor.

      Sil

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bizimle paylaşınız. Yorumlarınız bizler için çok değerli. Onaylama işlemi zaman alabilir. Hakaret içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Popüler Yayınlar