ATASÖZÜ
Hocam "Boynuz kulağı geçmeli!" der hep ve ekler. Sen bu kulağı geçiyorsun kızım... Benim için kulağı geçtim demek, yakışık alır bir durum değildir şüphesiz. Ama hocam öyle deyince, ben de her atasözü, acaba atasözü müdür? Diye sorgulamak gerektiğine dikkat çekmek istedim. Her atasözü acaba özlü söz olarak beynimizin raflarını süslemeli mi, yoksa tozlu raflarında bir daha ebediyen gün yüzüne çıkmamak üzere saklı kalmalı mı? Diye sorasım var.
Benim tercihim ikincisinden yana...
"Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin!"
Al sana bir atasözü. İster tozlu raflara göm, istersen ısla ısla suyunu iç!
Dişi cinsiyet, biyolojik ve fizyolojik olarak kendi türünün yeni üyesini dünyaya getirmeye uygundur. Yeni üyenin ana karnında oluşması için dişiden gelen yumurta ve erkekten gelen sperm gereklidir. Bu hücrelerin varlığında ve uygun koşullarda yeni üye meydana gelecektir.
Peki yeni üye için illa yumurta ve sperm gerekli midir?
Her iki hücre de, mayoz bölünme dediğimiz bir evreden geçerek, yarılanmış kromozomları ile zigot oluşturmaya uygun hale gelir. Ancak her iki mayoz aynı şekilde gerçekleşmez.
Sperm oluşurken; Sperm Ana Hücresi, dörde bölünür ve aktif olarak üremeye katılabilecek dört sperm meydan getirir. Ancak yumurta oluşurken; Yumurta Ana Hücresi, yine dörde bölünür ama dört hücreden yalnızca birini aktif olarak üremeye katılabilecek hale getirir. Diğer üçü "Kutup Hücresi" adını alarak, o bir tane yumurtayı besleme ve geliştirme görevini üstlenir.
Her biri n=23 kromozomlu yumurta ve sperm birleşerek 2n=46 kromozomlu zigotu yani yeni üyemizin doğal ilk kök hücresini meydana getirir.
Fakat yumurtanın 2n olabilmesi için sperme -mutlaka- ihtiyacı yoktur .
Normal üreme şekli erkek ve dişi gamet hücreleri ile olsa da, dişi gamet ve kutup hücrelerinden birinin kaynaşması ile de 2n=46 kromozomlu zigotvari kök hücre oluşabilir! Bu üreme şeklinin tek dezavantajı, her üremede yalnızca dişi birey oluşacak olmasıdır. Çünkü cinsiyet geni babadan gelmektedir. Anneden gelen X'in yanına, babadan X gelirse dişi; Y gelirse erkek yavru oluşur. Y yalnızca erkek bireylerde olduğundan spermin olmadığı üremede yalnızca XX yani dişi yavrular oluşacaktır.
(Türümüzün dişi bireylerine "Erkek çocuk doğuramadın!" gibi suçlamalarda bulunmak da yersizdir. Zira cinsiyetten anne değil baba sorumludur.)
Erkek birey olmadan gerçekleşen bu üremenin biyoloji literatüründe ismi "Diploit Partenogenez"dir. Yani döllenme olmaksızın 2n kromozomlu canlılar oluşturma. Su pirelerinin üremesi örnek verilebilir.
Haploit Partenogenezle üreyen, n kromozomlu canlılar da vardır. En bilinen örneği arıların üremesidir. Yine döllenme olmaz ve bu defa n kromozomlu canlılar meydana gelir.
Dişi insanların böyle üremesi kulağa mantıksız, hatta gülünç gelebilir ama imkansız değildir.
Öyleyse bu cinsiyetçi sözü söyleyen atalarımıza seslenelim: 'Sırtından sopayı' kısmı tartışmaya kapalı bir şekilde yanlıştır. Peki karnımızdan sıpayı eksik etmemenize ihtiyacımız var mı bizim? Karnından sıpa eksik olmayacak olsa idi eğer, kuluçka makinesi gibi ha bire yavrular meydana getirecek bir potansiyele sahip değil miydik biz?
O nedenle her söze bakışımız, toptan kabul veya toptan ret şeklinde değildir. Fıtrata uygun olup olmadığına bakarız biz. Uygunsa eyvallah der, alırız. Uygun değilse tozlu raflardaki yerini aldırırız biz...
Beyza Nur AKGÜL
Sen beni ve "Boynuz kulağı geçer." atasözünü doğruladın kızım. Yürekten tebrik ediyorum Her ne kadar atasözlerine eleştirel bir bakış açısı getirmiş olsan da bu sözü doğruluyorsun ve ben çok mutlu oluyorum. İnşallah müsait olunca diğer atasözlerine olan eleştirel yaklaşımlı bir sunum daha yaparsın...
YanıtlaSil