AŞK ŞARKISI

 


Dönüş yolunun gidişten daha kısa sürdüğü bir uzun yolculuktan daha kendimi eve attım. Uyuyunca geçeceğini bildiğim ince bir baş ağrısı ve pür dikkat yola odaklanmaktan kızaran gözlerle yatağa uzanıyorum. Spotify’dan açtığım aşk şarkıları eşliğinde, Korona virüsten arındırdığım telefonumu da gönül rahatlığı ile başucuma bırakıyor ve hadi bana eyvallah diyorum...

                                  

Tamı tamına 4 saat deliksiz uyuduktan sonra uyanmışım! Günlerce uyumuş gibi hissederek tam olarak uykumu aldığımı düşünüyorum ama tuvaletin yanındaki ayna, gözaltlarımdaki morluğu gözümün içine sokuyor adeta! Kaç gün uyursam uyuyayım hiçbir zaman geçmiyor bu lekeler. Sanki bedenime dağlanmış bir gösterge gibi: Sen göstergesi…

Şu hayatta en çok sevdiğim şey yolculuğa çıkmaktır. Ama ne yalan söyleyeyim artık onu da canım istemiyor. Hatta evden dışarı çıkmak bile içimden gelmiyor. İnsanların arasında dayak yemiş bir adam gibi dolaşmaktan da utanıyorum doğrusu biraz. Sen her gün güzelleşiyorsun, bense her Allah’ın günü şiddet görüyorum tanımadığım adamlardan. Yediğim yumrukları 1 lirayla çalışan boks makineleri bile yememiştir. Çektiğim sancılar 1 lira karşısında değerlenen Dolar gibi artıyor. Müdahil olamamanın üzüntüsü iskelet sistemime daha fazla yük bindirirken kırılan kemiklerimin içli haykırışları bütün ortopedi servislerinin koridorlarında yankılanıyor. Bunlara eş, bir de hiç kimselere gösteremediğim ruhumda açılan sen göstergesi var ki, onu da edebiyata dantel gibi işlediğim fizikle anlatabilirim ancak!

                                  

Sanırım böyle olması gerekiyordu. “Dünyam” diye konuşmaya başladığın gezegen, yaşam ömrünü tamamladı, artık üzerinde bir tane bile yaşayan canlı kalmadı. Çekirdeğindeki manyetik enerjisi ve çekim gücü ortadan kaybolmuş olmalı ki, uydusu da onu bırakıp gitmiş ve başka çekim etkilerine kapılmıştı. Ve sen hâlâ onda yaşadığın iddiasında ısrarlısın! “Dünyam” diyebiliyorsun!.. Oysa Dünyan, çoktaaan artık büyük çöküş evresine girmişti de haberin yok...

Belim bükülmüş, koruyucu katmanlarım yıkılmış, rengim değişmiş ve güzelliğimi kaybetmişim. Beti benzi solmuş bir vaziyetteyim, ölüm sarhoşluğundayım, ona rağmen hangi dikiz aynasına baksam yine de seninle karşılaşıyorum.

Bazı insanlar ölümden korkuyorlar ama eminim ki aslında hepimizde biraz yaşama korkusu var. Çünkü yaşamak, bir amacı olmayan birisi için korkunç bir kabustan ibarettir. Gözünü tekrar kapatana kadar seni yaşatmaya çalışan canavarlardan kaçar durursun.

Evet, ben de korkuyorum bu şekilde uzun süre yaşamaktan. Sen o korkusuz azınlık içinde kalmayı başarmış olsan da! Ya da öyle görünüyor olsan da… Onun için ben, “Elimden gelse başka aşkların semalarında süzüleceğini bilsem de geri kalan bütün ömrümü sana verirdim.” Bunu bile bile yaşamak ölümden daha çok canımı yakıyor benim! Ama kızmıyorum sana, hakkındır. Zarif bedenin mutlaka güçlü kuvvetli birilerinin kollarında olmak ister…

Bu içli iç konuşmalar midemde sese dönüşüyor. Acıktığımı düşünüyorum. Yani sadece düşünce benimki, yoksa o hissi bırakalı uzun zaman oldu. Zor da olsa birkaç parça ekmeği ağzıma götürüyorum. Yemek konusunda azalan hislerim, mesele çay olunca bir o kadar artıyor. İnanır mısın, aynı bardakla binlerce kez içmekten adeta camın ham maddeleri arasında sayar oldum çayı. Etrafta pencere camı bile görsem mutlaka içinde bir yudum çay hayal ediyor ve o çayı belki de sen diye yudumluyorum!..

                                              

Çıkarım dışarı her şeye rağmen atarım sahile külçeleşmiş bedenimi. Kendi çevremde birkaç tur dönsem de Güneş hep aynı yerime denk gelir. Her gece aynı yüzünü gösteren ay gibi gecene parlamak isterim.  Ama o karanlık tarafım var ya! İşte o karanlık tarafım yanan bütün ışıklarımı kaplayacak kadar büyük oluyor. Işığın zirvesinde gözleri kör eden kapkaranlık! Çünkü yaptığın bütün yamuklukların yanında ezileceği kadar eğik bir eksenim ve düz giden bütün yollara haddini bildirecek kadar geoidliğim var benim. Şeklim ne kadar garip ve geniş görünse de merkezime senden başka çekirdek sığdırmaya çalışmadım ben biliyor musun Dünyam?.. İşte bak dünyam dediğin dünyanı da elinden aldım senin! Oysa dünyamı da, varlığımı da sana vermeye hazırken ben! Magmamın bütün sıcaklığıyla benliğimi eritip, eriyiklerini yüreğimde ılıklaştırıp, gönlüne ferahlık katma fahrenhayt derecesinde sana hazır ve nâzırken…  

Nereden vurursa vursun senin üzerinden geçen her kılıç darbesi tam ortadan ikiye ayırır beni. Birbirinden ayırt edemeyeceğin kadar benzer ve simetrik bu iki parçam da Sen diye düşer uzayın sonsuzluğuna!..

Çok çekirdek, tek çekirdek, ya da hiç çekirdek. Çünkü artık çekim kuvvetlerimin ana kaynağı, yok çekirdek. Belki de böyle anlarsın heh ne dersin? “Stupid!” Aptal!

                                              

Yiyeceğe tok, çaya aç vaziyette alışkanlıklarıma yenilip o kahrolası caddede buluyorum kendimi bir anda!.. Vakit akşamüzeri. Akşamüzeri dediysem Güneş de benden vazgeçerken yani.

Beni bekleyen arabaya atlıyorum hemen. Bu sefer arka tarafta biraz sıkışarak yer buluyorum kendime.

+Çok bekletmedim umarım!

-Yoo, şey… Gidelim aşkım.

+Daha uzun bir yola çıkabiliriz. Gözlerim pür dikkat odaklanmaya müsait. Gözaltlarıma Sen diye kazınan morluğu, aynalar gözümün içine soksa da kime ne!

(Sizler için bir "Aşk Şarkısı" bırakıyorum.)


Enes COŞGUN

Yorumlar

  1. Bu kadar mı muhteşem olur. Allah'ım sana sonsuz şükürler olsun. Bir yıldız doğuyor evelallah. Ne kadar gurur duysam sizlerle o kadar az ki anlatamam! Seni ve sizi çok seviyorum caniçlerim benim...🙏♥️😘

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Örneğimiz sizin gibi öğretmenlerimizdir... Biz de sizi çok seviyoruz...

      Sil
  2. Eline sağlık dostum. Hissiyat yüklü ve o kadar da anlam manzaralı bir eser çıkartmışsın. Tebrikler, başarının devamını dilerim.
    Salih Berke

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim kardeşim. Bunu senden duymak gurur verdi bana.

      Sil
  3. Edebiyatın içinde bilim ve bilimin içinde aşk bu kadar güzel kullanılabilirlik sanırım. Cok ilginç ve bir o kadar da farklı bir yazı olmuş. Tebrikler :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bizimle paylaşınız. Yorumlarınız bizler için çok değerli. Onaylama işlemi zaman alabilir. Hakaret içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Popüler Yayınlar