AKRAN ZORBALIĞI

 


Akran, aynı yaştaki kişiler için kullanılan kavramdır. Akran zorbalığı ise farklı sosyokültürel çevrelerden, farklı ekonomik koşullara sahip ailelerden, farklı fiziksel özelliklere sahip kişilerden avantajlı olan bir ya da birden fazla kişinin kendilerine oranla dezavantajlı bir bireye veya gruba sistematik bir şekilde baskı uygulaması olarak tanımlanabilir.

Kişinin sahip olduğu bu avantaj yukarıda bahsettiğim temel öğe farklılıklarına dayalı olmak koşulu ile fiziksel olarak güçlü olması veya sosyoekonomik düzeyinin daha iyi olması gibi düşünülebilir.

İnsanlar hayatları boyunca olumlu olumsuz, birçok şey yaşar. Üzülür, ağlar, mutlu olur, güler ama bu duygudurumlarındaki dalgalanma en çok birbirleriyle yaşadıkları problemlere dayanır.

İşte hayattan kesitler anlamında onlara en önemli örnek "Akran Zorbalığı"dır. 

Zorbalık deyince nedense gözlerimin önünde hemen mağdur olan, baskı karşısında sesini çıkaramayan insan canlanıyor. Acaba bilinç altıma yerleşmiş çocukluk anılarım mı var diye düşünmekten kendimi alamıyorum!?

Belki de beni bu düşüncelere geçmişte yaşanmışlıklarım itiyor! Çünkü bu alanda görüş beyan etmeye uzman bir kişi olarak görmesem de kendimi, bir türlü o şekilde düşünmekten alıkoyamıyorum!  

Aslında insanın hayatında görmediği şeyler değil zorbalıklar. Düşününce herkesin aklına belki az, belki bir sürü örnek gelebilir!

Burada kritik sorular şunlar olmalı:

 

-İnsan neden zorba olur?

-Neden zorbalık yapılır?

-Zorbalık insana ne kazandırır?

-Zorbalık toplumda ne gibi olumsuzlukları besler?

Bunlar gibi daha birçok soru...

Öğrenci olmam sebebiyle hayatımın önemli bir bölümü okullarda geçmektedir. Ve maalesef ki sınıflarda, okullarda, gerek okul dışı, gerekse okul içinde zorbalığa maruz kalan insanları görmekteyim. Bu durum sadece benim tanık olduğum bir gerçeklik değil aynı zamanda. Hatta son zamanlarda medyaya yansıyan insanı dehşete düşüren öğrenci kavgaları, bıçaklı sopalı, yaralamalı olaylara bile tanık olmaktayız. 

Benim dikkat çekeceğim önemli bir husus daha var ki o da şu:

Fiziki şiddete dayalı zorbalıktan öte, Psikolojik zorbalık'tır. Ki ben onu, daha yaygın ve üzerinde çokça durulmayan bir zorbalık çeşidi olarak görüyorum. Şahsen bu durum beni çok üzüyor.

Bana göre psikolojik zorbalığa maruz kalan bir insan, fiziksel zorbalığa maruz kalan bir insandan daha kötüdür. Çünkü sen ne yaparsan yap, psikolojik şiddete dayalı söylenilen ve mağdura hissettirilen o baskıcı şeyler asla unutulmaz. İnsanın hep kendinden şüphe duymasına, yavaş yavaş kendine olan güvenin yok olmasına zemin hazırlar. Belki de Allah korusun, sonunda muhatabını intihara bile götürebilir diye düşünüyorum. Çünkü intiharlar psikolojik sorunlarını aşamayan insanlarda görülen bir olgudur.

Yaşanan intiharlar sonunda ise çoğu insan canına kıyan kişiyi suçlar! Hatta "Allah belasını versin. Allah'ın verdiği cana nasıl kıyarsın sen?" tarzında yargılarla kişinin ardından bile psikolojik zorbalığa devam edebilirler! Ne acı ve ne kadar üzücü bir durum değil mi?

Oysa neden düşünmezler acaba?

-Ne derdi, ne gibi bir problemi vardı da aşamadı? Neden intihar etti? Bi sıkıntısı mı vardı? Bir şey mi oldu da canına kıydı? Diye neden düşünmez ki insanlar?.. 

Özellikle dezavantajlı durumunu asla avantaja çeviremeyecek çoğu insanın intiharları arkasında belki de bu "Zorbalık" denen illet yatmakta!..

Biliyorum ki paylaştığım bu fikirlerim, çoğunuzun bir kulağından girip öbüründen çıkıyor! Ama en azından birkaç kişiyi dahi hatasından geri döndürebilirsem, birkaç kişiye dahi farkındalık kazandırabilirsem ne mutlu bana....

Unutmayalım ki "Hiçbirimiz bir başkasını yaralayarak iyileşmeyiz, iyileşemeyiz." Kendimiz olmak, başkalarının üstünden prim elde etmekle olmaz, kendi ürünlerimiz üzerinde yükselmekle olur.

 

Hanife Elibol

Yorumlar

  1. Çok teşekkür ederim sevgili kızım. Sen ne zaman istersen ev sahipliği yaparak ağırlayabilirsin okurlarımızı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hanife Elibol19 Ocak 2023 08:06

      Desteğiniz için çok teşekkür ediyorum hocam 🙏

      Sil
  2. Bütün nesillerin yaşadıkları fakat bazılarımızın unuttuğu bazılarımızda ise çok derin izler bırakan “Akran Zorbalığı” günümüzde daha acımasız bir şekilde devam ediyor, Hanife Elibol hanımefendiyi tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hanife Elibol19 Ocak 2023 08:53

      Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bizimle paylaşınız. Yorumlarınız bizler için çok değerli. Onaylama işlemi zaman alabilir. Hakaret içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Popüler Yayınlar