İNSAN TAŞLAR!...

 

-Kimi TAŞlar vardır insanların elinde, eteğinde...

Yeri gelir söz olur, yeri gelir yazı olur, yeri gelir sert bir bakış olur, yeri gelir ok olur...

Kuralsız, fütursuz, orantısız güç adına ne dersiniz deyin siz ama mutlaka Huzuru İlahî de, kendisini atanlardan davacı olacak olan TAŞ.

-Kimi TAŞlar vardır insanın cebinde, cüzdanında...

Yeri gelir gönül alan bir mimik, yeri gelir bir göz kırpış, yeri gelir bir buse olur...

O da kuralsız, fütursuz ve orantısız güçtür aslında. Ama yukardakinden çok farklı, hatta taban tabana zıt. Onlar da atanlarını cennete taşıması için Huzuru İlahî de, Rabbinden yakarışta bulunacak TAŞlar.

-Kimi TAŞlar vardır sadece birilerinin elinde, sadece kendisinin bileceği zulasında...

O TAŞlar, kimsenin yarasına merhem olmaz. Sadece kişinin kendisi için saklanır. Ama saklandıkça saklanır ki, kişi kendisi bile ne zaman işine yarayacağını bilemez, kendisine de yâr olmaz. Define avcılarına macera olacak olan TAŞ.

-Kimi TAŞlar vardır her an her yerdedir...

Herkes görür, dokunur, teper vs. Yani kimse önemsemez. Ama yeri gelir, en kıymetlilerimizden kıymetli olur. Kimsenin pas vermediği bir anda, “Al kardeş. Her türlü şekle sokabilir, her ne istersen yapabilirsin…” dercesine senin gözünün içine bakar. İşte onlar da isimsiz, kahraman olan TAŞlar.

-Kimi TAŞlar vardır sadece belli yerlerde...

Gerçekte o TAŞ da değildir. Kocamaaan bir KAYAdır. Fakat içinde ne sakladığını henüz teknolojik aletler bile göremez.

Sadece sanat ruhlu insanlar görür, anlar ve onu çıkarmak için uğraşır didinir. Tıpkı -düşünen adam heykeli-nin heykeltraşı Fransız Roden gibi.

Sorarlar Roden'e:

-Bu kadar güzel heykelleri nasıl yapıyorsun? Sen ne harika bir ruha sahipsin? Diye. Cevap nöranlara kısa devre yaptıran cinstendir.

-O heykelleri ben yapmıyorum. Onlar zaten TAŞların içinde var, ben sadece üzerindeki tortuları temizliyorum.

Yüreğinizin üzerindeki tortuları temizlemeniz dileğiyle SELAMLAR...

Hayati YAMAN