DOST
Aslında dostluğun hacmi çok genişlemeye müsait iken, bu gün alabildiğince daraltmış durumdayız. "Herkesten dost olmaz. İnsanın arkadaşı çoktur ama dostu azdır." Gibi pratik hayattan çıkarımlarımız sonucu dostlukta bir daraltma yaşıyor ve yaşatıyoruz. Elbette büyük tecrübeler sonucu ortaya çıkmış olan o sözleri, yok sayamayız. Ama burada yanlış olan, dost kavramının özünde bunları taşıdığı algısıdır.
Oysa çerçeve belli. Hepimiz dost olmalı, dost olabilmeliydik. Başaramadık!
Belki nitelikli insanlar olarak, Moneradan yolculuğun yol arkadaşları olarak, kavramı hak ettiği yere yeniden oturtabilir miyiz? Çabam ve gayretim o yöndedir.
-Öyle değil mi?
-Eşimizle ibadet şuuru içerisinde helal ve meşru olan birlikteliğimize bile -dostluk- diyemiyorduk artık. “Dostu varmış, Dost hayatı yaşıyormuş, Dostuna gitmiş, Dost edinmiş!” türünden deyimler, dost kavramına acı ve ıstırap çektirircesine kimlere atfediliyor? Gayri meşru ve günü birlik ilişkiler yaşanan partnerlere! Yani batılı kavramla metres hayatı yaşanan kişilere dost diyorduk biz!
Oysa en büyük ve en yakın dostumuz eşimiz olmalıydı. Sonra halkalar genişletilmeli ve dostluğun hacmi giderek genişlemeliydi. Dostluğun içi nitelikli bir şekilde doldurulmalıydı.
Peki şimdi de uygulamaya bir bakalım; eşimize dost diyemediğimiz gibi, karşı cinsten kapı bir komşumuzu yolda görsek, yalnızken arabamıza alabiliyor muyduk? Ya da komşumuz o arabaya gönül rahatlığı ile binebiliyor muydu? Hani bir de caiz miydi? Halvet olur muydu? El alem bir şey demez miydi? Değil mi? Sorular, sorular…
Güya biz mü’miniz, biz kardeşiz, biz dostuz! Geçelim o ayakları… Ya yeniden kimliğimizin karakterimize yansımasını sağlayalım. Ya da o kimlik bize yakışmıyor diye adımızı ve kimliğimizi yeniden tanımlayalım!
Dost acı söylermiş değil mi? Ben de canınızı acıttım. Dostluğumuza sığınarak kimsenin söylemeye cesaret edemediği, kimsenin kendine dert olarak görmediği bir konuyu gündeminize taşıdım.
Dost olalım, dost kalalım, dostluğumuzu buradan ahirete taşıyabilelim inşallah…
Hayati YAMAN
Oysa çerçeve belli. Hepimiz dost olmalı, dost olabilmeliydik. Başaramadık!
Belki nitelikli insanlar olarak, Moneradan yolculuğun yol arkadaşları olarak, kavramı hak ettiği yere yeniden oturtabilir miyiz? Çabam ve gayretim o yöndedir.
-Öyle değil mi?
-Eşimizle ibadet şuuru içerisinde helal ve meşru olan birlikteliğimize bile -dostluk- diyemiyorduk artık. “Dostu varmış, Dost hayatı yaşıyormuş, Dostuna gitmiş, Dost edinmiş!” türünden deyimler, dost kavramına acı ve ıstırap çektirircesine kimlere atfediliyor? Gayri meşru ve günü birlik ilişkiler yaşanan partnerlere! Yani batılı kavramla metres hayatı yaşanan kişilere dost diyorduk biz!
Oysa en büyük ve en yakın dostumuz eşimiz olmalıydı. Sonra halkalar genişletilmeli ve dostluğun hacmi giderek genişlemeliydi. Dostluğun içi nitelikli bir şekilde doldurulmalıydı.
Peki şimdi de uygulamaya bir bakalım; eşimize dost diyemediğimiz gibi, karşı cinsten kapı bir komşumuzu yolda görsek, yalnızken arabamıza alabiliyor muyduk? Ya da komşumuz o arabaya gönül rahatlığı ile binebiliyor muydu? Hani bir de caiz miydi? Halvet olur muydu? El alem bir şey demez miydi? Değil mi? Sorular, sorular…
Güya biz mü’miniz, biz kardeşiz, biz dostuz! Geçelim o ayakları… Ya yeniden kimliğimizin karakterimize yansımasını sağlayalım. Ya da o kimlik bize yakışmıyor diye adımızı ve kimliğimizi yeniden tanımlayalım!
Dost acı söylermiş değil mi? Ben de canınızı acıttım. Dostluğumuza sığınarak kimsenin söylemeye cesaret edemediği, kimsenin kendine dert olarak görmediği bir konuyu gündeminize taşıdım.
Dost olalım, dost kalalım, dostluğumuzu buradan ahirete taşıyabilelim inşallah…
Hayati YAMAN
Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize yüreğinize sağlık hocam.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Seval kızım. Eksik olmayasın.
SilAllah için dost olmak gerekir bence.Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Fatih Bey Hocam. Ben de sizin bloğu ilgiyle takip ediyorum.
SilHer zamanki gibi çok güzel bir yazı olmuş hocam. Gerçekten çok kaliteli, nadir, orijinal düşünceleriniz var.Bizi fikirlerinizin ışığı ile aydınlattığınız için teşekkürler.Sağ olun, var olun hocam. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Ahmet Said cim. Eksik olmayasın evladım. İnşallah devamı sizden gelecek. Usta'da kalmasın bu öksüz yapı!
Sil