UMUTSUZLUĞUN ANATOMİSİ

 

Uzun süredir içimde bir boşluk taşıyorum. Ne kadar gülmeye çalışsam da, kalbimin derinliklerinde hep bir eksiklik, hep bir ağırlık var. Mutsuzluk öyle bir şey ki, bazen günler geçiyor, aylar geçiyor ama o hep yanı başımda kalıyor. İnsan bir noktadan sonra, mutsuzluğun kendi parçası olduğuna inanmaya başlıyor.

Edebiyat bana bu duyguyu yalnızca benim yaşamadığımı gösterdi. Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar’ındaki kahramanı gibi, insan bazen kendi iç dünyasının karanlıklarında kayboluyor. Kafka’nın Dönüşüm’ünde Gregor Samsa’nın bir sabah bambaşka birine dönüşmesini okuduğumda, aslında mutsuzluğun insanı içeriden sessizce değiştirdiğini düşündüm. Bir filmde ise Joker’in dediği gibi, “insan ne kadar gülerse gülsün, kalbindeki acıyı saklayamaz.” Bu cümle bana kendimi hatırlattı.

Mutsuzluk benim için artık bir ruh hali değil, bir düşünce döngüsüne dönüşmüş durumda: aynı olayların farklı versiyonlarını zihnimde tekrar edip duruyorum, küçük hatalar kocaman senaryolara dönüşüyor. Geleceğe dair beklentiler bulanıklaşıyor, yaptığım şeylerin anlamı küçülüyor. Bedenimde bir yorgunluk var —uyanmak daha zor, bir şeye başlamak daha ağır; zevk verdiğini bildiğim şeyler sönümleniyor. Bu tekrar eden ruminasyon, anlık çözümler sunmuyor, sadece umutsuzluğu derinleştiriyor. Böyle olunca insan kaçınılmaz olarak davranışlarını da değiştiriyor: geri çekilmek, ertelemek, risk almaktan kaçınmak; hepsi mutsuzluğun birer yansıması hâline geliyor.

Fakat yine de inanmak istiyorum: belki de bu mutsuzluk bana bir şeyler öğretiyor. Çünkü mutsuzluk insanı törpülüyor, olgunlaştırıyor ve bazen de insana farkındalık kazandırıyor. Nasıl ki Mevlana, “yaralar ışığın girdiği yerdir” demişse, belki de bu eksiklik duygusu beni daha derin bir insana dönüştürüyor.

Mutsuzluk kolay taşınan bir yük değil. Ama hayata yalnızca sevinçlerden ibaretmiş gibi bakmak da büyük bir yanılgı olurdu. Belki de mutsuzluk, hayatın bize sunduğu en ağır ama en gerçek öğretmenlerden biridir. Ve ben, bütün ağırlığına rağmen onun bana öğrettiklerini inkâr edemem.

 

Feyza Zeynep Tural

Yorumlar

Popüler Yayınlar