HAYAL KIRIKLIKLARI

 

Hayatın ince bir terazide sallandığını hissettiğim zamanlar olur; bir yanı gülüşlerle, diğer yanı sessiz bir boşlukla dolu. Mutluluk, nadiren elini uzatıp tutan bir yabancı gibidir; geldiğinde parlak, gittiğinde yokluğunun ağırlığı daha da belirginleşir.

O dengeyi yakalamak, belki de insan olmanın en zor sınavıdır. Belki kesin cevaplar yoktur; belki de hayatın anlamı, bu sorularla baş etmeyi öğrenmektir. Her düşüş, anlatacağımız başka bir hikâye, her kırılma ise daha dikkatle kurulmuş bir başlangıç olabilir.

İnancım bazen sarsılıyor, ama yine de küçük bir umudun ışığını söndürmüyorum; çünkü belki de o ışık, yeniden gülümsemenin ilk kıvılcımıdır. Hayat, Victor Frankenstein’ın yarattığı canavar gibi bazen anlam verilemez ve acı verici olabilir. Kendimi bildim bileli, ne zaman mutlu olsam, ardından mutlaka bir hayal kırıklığı gelir. Beklentilerimiz ile gerçek arasındaki fark, ruhu yorar; buna psikolojide hayal kırıklığı diyoruz.

Basitçe söylemek gerekirse, istediğimiz şeyler gerçekleşmediğinde içimizde bir boşluk oluşur ve bu boşluk zamanla büyüyebilir. Ama her acılı karakterde olduğu gibi, direnç ve küçük umutlar vardır. Joker’in “Is it just me, or is it getting crazier out there?” ( Sadece ben miyim, yoksa dışarıda işler daha da mı çılgınlaşıyor?) sorusu, karanlıkla yüzleşmeyi gösterir; Frodo’nun Mordor yolculuğu gibi, zorluklar insanı güçlendirir. Hayal kırıklığı ve depresyon, sadece karanlık değil; büyümenin, kendini tanımanın ve dayanıklılığın bir parçasıdır. Belki hayatın dengesi hiçbir zaman kurulmaz. Her mutluluğun ardından bir boşluk gelir, her umut ışığının ardından gölgeler düşer.

İnsan çoğu zaman yalnızdır; acılar, kayıplar ve hayal kırıklıklarıyla baş başa kalır. Ve bazı yaralar, hiçbir zaman tamamen iyileşmez; sadece taşımayı öğreniriz. Ama yine de yürümek zorundayız, çünkü hayat, tüm acısıyla ve hayal kırıklıklarıyla bile, durmaksızın akıp giden bir serüvendir.

 

Feyza Zeynep Tural

Yorumlar

Popüler Yayınlar