HAYIY
Seminer dönemleri öğretmenlerin okul aidiyetini oluşturmada oldukça önemli fonksiyon üstlenen dönemlerdir. Özellikle branş öğretmenleri, ders programlarının farklılığına göre aynı anda okulda bulunmazken, seminer dönemleri öyle değildir. Öğretmenler küçük çocuklarıyla birlikte okulda olurlar ve okullar aile olur onlar için…
Pandemi sonrasında bazı seminer dönemleri online eğitim
seminerleri izleyerek tamamlanmaktadır. Sene başı seminerleri halen yüz yüze
yapılmakta ve öğretmenlerin tatil sonrası hasret giderme rehabilitasyon süreci
olarak geçmektedir. Yemekli toplantılar, birlikte kahvaltılar eşliğinde geçen
seminer dönemleri öğretmenlerin yeni yıla daha hazır ve ekip ruhuyla
girmelerine zemin oluşturmaktadır. Yine öğretmen arkadaşların çocukları, tatil
süresince sessizliğe bürünmüş okulları cıvıl cıvıl çocuk sesleriyle
şenlendirir, koridorları yeni döneme hazır ederler…
İşte öyle bir dönemden hatıramla sizleri zihin
egzersizine davet edeceğim. Okulumda İngilizce
Öğretmeni olarak görev yapan Özge
Yüce arkadaşımın küçük kızı Defne
var. Konumun öznesi Defne ve başlık
da onun orijinal ifadesiyle “hayır”!
Defne’ henüz iki buçuk yaşındayken annesi okula
getirmişti bir gün. Fakat Defne gelmek istemiyor muydu ne?
Üst katta olan öğretmenler odasına annesi ve ondan
önce Defne’nin sesi geliyordu! “Hayıy,
hayıy, hayıııy, …” diye itirazları çınlatıyordu koridorları ki nihayet
annesinin kucağında odamıza teşrif etmişti Defne hanım! Ama sırtı bize dönüktü,
annesinin omzuna yüzünü kapatmış ve bizi görmek dahi istemiyordu. Hayıy
nidalarıyla hâlâ ağlıyordu…
Bir süre daha devam eden ağlamaları zamanla
tonlamasını düşürdü ve bir süre sonra ortama uyum sağladı. Annesiyle irtibatı,
ilgisi kopmasın ve daha çabuk adapte olsun diye biz de hiç oralı olmadık.
Alıştıktan sonra ise tombiş yanaklarından makas almaya başlamıştık, artık o da
oldukça şendi!..
Ben bir fırsatını bulup Özge hocamla konu üzerine
sohbet etmeye başlamıştım ve bunu bir blog paylaşımıma konu edinebileceğimi
söylemiştim. Çünkü itiraz, hayır, varlığını hissettirme, kendisinin
önemsenmesini arzu ve ben varım
mesajları resmen bir ders niteliğinde konu bütünlüğü sağlıyordu benim zihnimde.
Bakalım o düşüncelerimi size de yansıtabiliyor muyum,
sizin de zihninizde yeni çağrışımlar oluşturabiliyor muyum?
Oysa “Hocam
beyaz üniformaları görünce okulu da sağlık ocağı veya hastane zannetti ve iğne
vurulacak zannediyor. O nedenle ağlayıp girmek istemiyor okula!” diye neden
isteksiz olduğunu ve niye ağladığını açıklamıştı annesi. Oldukça basit ve
sıradan bir çocuk korkusunun doğal yansımasıymış Defne’nin hayıy’ları ama beni
müthiş etkilemişti…
Ben düşünmeye başlamıştım:
-İtiraz,
çocuk masumiyeti içerisinde o kadar güzel duruyor ve çocuğa o kadar güzel
yakışıyordu ki -her şeyin yakıştığı gibi- anlatamam! Ama süreç içerisinde biz o
masum itiraz kültürünü ne ölçüde itaat kültürüne dönüştürüyorduk? İşte soru bu
idi…
-Hayır,
itiraz etmenin en temel sözcüğü. Teklif ve öneriyi kabul etmemek, ardından
kendi onay verdiğine yer açarak “evet”ini
onun yerine koymak! Muhteşem bir irade bilinci inşası…
Tanrı’nın, mümin olmayı arzu eden kulundan isteği de o
kelimeyle başlamıyor mu? “La” hayır
demektir. “La ilahe illallah” ise “Bütün tanrılara hayır diyor, onların
hepsini elimin tersi ile süpürüp atıyor ve sadece Sana yer açıyor, Sana evet
diyorum.” demektir. İşte önce itiraz ve sonra isteğe bağlı irade ile
kabullenme gerçekliği ve bilinç inşası böyle devreye giriyor.
-Varlığını
hissettirme ve kendisinin değerli
olduğunu karşıya kabullendirme adına gücü sadece -ağlamaya- yeterken, artık ağlamanın yanına -hayıy- sesleriyle sözlü direnci de koymuş olmanın gücünü
yansıtabilmekteydi.
Önemsenmek hakkıydı, kabul görmeliydi. Ama ne ağlaması
ne de itirazları olumsuz yönde kullanmaya kaydırılmamalıydı. İtiraz kültürü,
olduğu gibi itaat kültürüne dönüşmemeli fakat çocuğun elinde de bir koz
olmamalıydı.
Defne, pek çok arkadaşımızın çocuğu gibi okulumuzda,
önümüzde ve tabiri caizse elimizde büyüyor artık. “Dilerim, zihnimde daha nice konulara kapı açarsın. Yolun ve bahtın
açık olsun Defnecim.”
Eminim, büyüdüğünde okumak nasip olursa, bu duama asla
hayıy demeyeceksin…
Hayati YAMAN
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızı bizimle paylaşınız. Yorumlarınız bizler için çok değerli. Onaylama işlemi zaman alabilir. Hakaret içeren yorumlar onaylanmayacaktır.