Ah be Dedem
Ukrayna’da lisans eğitimi için öğrenim hayatına devam eden ve Rusların işgalinden bir hafta önce Türkiye’ye gelen bir öğrencimle sohbet etmiştim. Savaşın hemen öncesinde ülkeye dönme kararı almış olmasıyla, öngörüsüne hayranlığımı belirttiğimi, hakkını teslim ettiğimi sizlere bildirmek isterim. Beni esas derinden etkileyen, sohbetin içinde geçen başka mevzular oldu! Dedemi rahmetle yad etmeme de vesile olan…
“Hocam çok ülke gezmedim ama değişik
ülkelerde bulunan arkadaşlarımla fikir alış verişinde bulundum. Halen de
bulunuyorum. Acizane vardığım kanaat şu oldu!”
-Nerelisin?
Diye sorulan soruya -Türkiye- diye göğsünü gere gere cevap veremeyeceğin hatta
daha ileri gideyim, utanarak sıkılarak -Türkiye- diye cevap verebileceğin
yegane ülke, Ukrayna gibi geliyordu bana! Çünkü diğer ülkelerdeki
arkadaşlarımdan aynı izdüşümü almamıştım. Dedi sevgili evladım…
Ben de
mümkün olduğunca ülkem insanlarından uzak duruyor, onlarla aynı vatandaşlık
bağına sahip olduğumu Ukraynalılardan gizliyordum. Biraz da İskoçlara benzeyen
fiziksel görüntümün avantajından yararlanarak.
Demeyi de
ihmal etmedi!
Ben
üzülmüştüm ilk başta. Ve merakımı gidermek, onu öyle üzen sebebi öğrenmek için;
-Neden? Niye
Türk olduğunu söylemekten imtina ediyorsun ki evladım, dedim.
-Hocam
inanın, hiç iyi bir intibamız yok onlar üzerinde. Onlar özgürlüğünü elde edesi
beri Ukrayna’ya hep sex turizmi için geliş gidiş yapmış bizimkiler. Karizma
yerlerde anlayacağınız. İster istemez deve kuşu misali kafayı kuma gömmek
zorunda kalıyorsun anlatılan öyküleri duyunca! Ben de baştan tedbir alıp
olabildiğince kaçak güreşip, samimiyet geliştikten sonra Türk kimliğim ortaya
çıksın istiyorum. Ki o şekilde yerleşik algıları bertaraf edeyim, bir nebze de
olsa ülkem adına, milletim adına sorumlu misyonumu gerçekleştirmiş olayım
istiyorum!
-Oh be. Biraz
olsun rahatladım nihayet. Dedim ben de kendisine ve dedemle devam ettim.
Çocukken
dedemle çok vakit geçirerek büyümüştüm. Kuşkusuz ki pedagoji nedir, 16+ ne
anlama gelir? Bilmezdi O. Çocuk eğitiminde neleri dikkate alacağına dair ne bir
eğitim görmüş, ne de bir kitap okumuştur! Ama çok sonraları anladım ki, hayat
üniversitesini yüksek dereceyle bitirmiş meğerse kendisi! Bu defa benim
öğrencim meraklandı ve sordu:
-Hayırdır
hocam. Sözü nereye getireceksiniz?
-Bazen öyle
bir an gelirdi ki dedemle konuşurken; “Oğlum
Türk’ün kursağı yemlenince ilk önce şeyi kalkar!” derdi. Ben kursak ne,
yemlenmek ne, şeyden kasıt ne bilmezdim elbet. Ve kendisine sorduğumda “İleride anlarsın oğlum. Şimdilik onları ne
ben sana anlatabilirim, ne de sen anlarsın. Onun için sorma boşuna!” derdi.
Meğer 16+’ymış da, onun için sükut geçermiş pedagoji üstadı dedem!
Ah Be Dedem.
Al işte, Ukrayna’da bile yine seni mahcup etmedi bak ırkın! Ama sen ne çok
isterdin, o hususta mahcup olmayı be dedem!
-Ben de
yavaş yavaş anlamaya başladım hocam, dedi sevgili öğrencim.
Sanki bana
dejavu yaşatırcasına geçmişe sürükleyen sözleriyle.
Öyle çok
örnekleri vardı ki hem içerden, hem dışardan!
+Gecesini
gündüzüne katarak eşiyle birlikte çalışıp didinen karısıyla tatile hiç gitmemiş
ama hasat sonrası parayı pavyon kadınlarıyla ezen çiftçiyi mi sayayım?
+Her devrin
kendince türettiği sonradan görme zenginlerinin dışarıya düşen gözlerini, büyükşehirlerde
veya dış ülkelerde fuhuş yapmalarını mı sayayım?
+Es kaza bir
şekilde yardımı dokunduğu, boşanmış ve yalnız yaşayan kadın komşusundan,
tanıdığından beklenti içine girerek, onu kendisine mecbur hissettirecek
baskılar ve tuzaklar kuran güya itibarlı ileri gelen tüccar ya da siyasileri mi
sayayım?
+Kariyer
basamakları yükseldikçe, sekreteriyle iş tutup karısını boşayanları mı sayayım?
+İşleri iyi
gidip daha çok kazandıkça, çalışanlarına sulanıp onları baştan çıkaran sonradan
görme züppeleri mi sayayım?
+Ülkede
kallavi Müslüman geçinip, elin gavuru(!) dediği yurt dışlarında Tanrı’nın
gözünden de ırak olduğunu sanarak Allahsız yaşayan Müslüman(!) Alamancıları mı
sayayım?
+Öğrencisini,
hastasını, müşterisini, sporcusunu, … ayartan -çok af edersiniz- onların
anlayacağı argo ifadeyle, ilgili meslek grubundan çıtır düşkünü kart
zamparaları mı sayayım?
+İlaçlarını
reçete etmeleri koşuluyla Reprezantlar aracılığıyla kendilerine yurt dışı tatil
imkanı diye sunulan bir nevi sex turizmine balıklama dalan hekimleri mi
sayayım?
+Ticari iş
kollarındaki Distribütör veya Bayilerin Uzak Doğu seyahatlerinde -uçakta namaz
nasıl kılınır?- diye sorarken; konaklayacakları otele vardıklarında viagra alıp,
kalp krizi geçiren hacı(!) emmileri mi sayayım?
+Şort giyen,
askılı atlet giyen kızlarımıza “Hiç Müslümana yakışıyor mu giydiğiniz? Milli ve
manevi değerlerimizle bağdaşıyor mu kılık kıyafetiniz?” diye hafiyelik yapan,
ahlak zabıtası dini bütün(!) denyoların sosyal medya hesaplarındaki
namussuzluklarını mı sayayım?
+Aha Ukrayna
da karıştı. Oradan manken gibi kadın göçmenler gelecek şimdi diye ellerini
ovuşturan, salyası akan soysuz tipleri mi sayayım?
+Çocuk
tecavüzcüsü sapıkları anarak sayfamı kirletmemek istememe rağmen, kendileriyle
aynı havayı teneffüs etmek zorunda kaldığımız o aşağılık mahlukları mı sayayım?
+Bir yandan
Suriyeli göçmenlerden dert yanarken, diğer yandan onların çaresizliğinden
yararlanmak için fırsat kollayan açgözlü sırtlan ruhlu ev sahibi, iş sahibi
erkek taifeden kimleri sayayım?
. . .
Ah be evlat.
Dedemi rahmetle andırdın bana ama gönlüme zahmetle acayip bir mesuliyet
yükledin yine…
“Adam olmak
cinsiyet işi değil, şahsiyet işidir.” diyelim ve daha fazla bu konuyu
irdelemeyelim. Kokusu pis çıkıyor zira!
Hayati YAMAN
Ah be Hocam! "Söylenecek çok şey var ama susuyoruz işte." demeyip bildiklerinizi ve tecrübelerinizi anlattığınız için çok teşekkür ederiz. Bizler de sizin öğrencileriniz, çocuklarınız olarak "Ah be Hocam!" der miyiz ilerde, bilinmez. Ancak dememek ve mahcup olmamak için elimizden geleni yapacağız...
YanıtlaSilSize sonsuz güveniyor ve inanıyorum canlarım benim. Çünkü bize göre temiz olan fıtratınıza daha yakın yaştasınız. Yaşlandıkça o tertemiz fıtratı kirletmedikten sonra o şanslılığınız daha uzun sürecek Allah'ın izniyle...
SilUkraynalı Kadınlar adlı yazıdan sonra aynı konuya Rahmetli dedenin gözüyle baktığin bu pencere, çok iyi bir bütünleyici oldu hocam. Dilerim genlerimiz ve duyularımiz bu anlamda evrim geçirir. Ellerine sağlık hocam.
YanıtlaSilÇok haklısın Adem hocam. Ne güzel bir evrim temennisiydi o öyle! Amin diyor ve yolu sevgiden geçenleri sevgiyle kucaklıyorum...
Sil