İÇİMDEN GEÇENLER-1

 


Fatmanur İçcan: Merhabalar hocam.  Öncelikle nasılsınız? Halinizi hatırınızı sormak isterim. Daha sonra da aklıma takılan birkaç sorum var, onları size sorabilir miyim?

Hayati Yaman: Merhaba kızım. Çok teşekkür ederim iyiyim.  Elbette sorabilirsin ama şunu da bilmelisin ki, ben her sorulanın soru olmadığını ve soru olmayanlara cevap vermediğimi hiç çekinmeden söylerim! Ona göre hazırlıklı ol ve buyur bakalım evladım!

(Bundan sonra isim ve soy isimlerimizin baş harflerini yazacağım arkadaşlar. Soracağım soruların, benim gibi sizlerin de kafasına takılan sorular olabileceğini düşündüğüm için istifadenize sunmak istedim…)

F İ : Hocam Kur’an'da ‘biz peygamber göndermediğimiz kavmi sorumlu tutmayız’ diyor. Mesela kutuplarda ya da Dünyanın ücra köşesinde herhangi bir yerde yaşayan bir toplum ya da bir kişiye Allah'ın sözleri ulaşmadı ya da ona veya onlara peygamber gönderilmedi. Her insanın dünyaya gelme sebebi var. Allah'ın Kelamı’ndan, dinden ve peygamberden haberi olmayan bir insanın, insanların yaşama amacı ne? Ve bu insan veya insanlar ölünce neyden hesaba çekilecek? Onun için nasıl bir adalet olacak?

H Y : Öncelikle işte bunların soru olduğunu beyan etmeliyim. Sizlerden işte böyle sorular beklediğimi bildirerek ve beni hayal kırıklığına uğratmamış olmanıza da şükranlarımı sunarak başlamak istiyorum.

Sorularına başlarken kullandığın açıklamayı düzelterek başlamak istiyorum. “Kuran'da biz peygamber göndermediğimiz kavmi sorumlu tutmayız.” diye bir ayet yok. Bilakis “Biz her kavme uyarıcı gönderdik, uyarıcı göndermediğimiz kavim yok .” şeklinde ayetler var. Nahl-36 ve Fatır-24 Ayetlerine bakabilirsin.

Her insanın Dünyaya geliş veya gönderiliş amacı aynıdır. Yeryüzü halifesi olarak seçilip gönderilmiş olan insan türüne yaratılıştan gelen fıtrat kodları ayet olarak yüklenmiştir. Kur’an ayetleri olan vahiy ve Peygamber örnekliği ise o kodların hatırlatılmasıdır. Kişi o hatırlatmalarla tanışmamış olsa da, fıtrat ayetleriyle sorumluluğunu bilir. İyiyi, doğruyu ve hayrı yayma eğilimini harekete geçirebilir. O eğilimler her insanda mevcuttur. Terazinin kefesi yeryüzü halifeliği görevine istinaden o güzellikleri yayma yönünde eğik olarak insandan yana ağır basar. O nedenle mesuldür ve ahiret soruları da o yönde gelecek, adalet o cihette cereyan edecektir. 

F İ : Ben de siz cevaplarınızı yazarken, şu an verdiğiniz ayetleri araştırdım ve okudum hocam. Çok teşekkür ederim delilli izahlarınız için…

-Ama yine de hiç duymamış insan vardır diye düşünüyorum hocam. Bu düşüncem yanlış olmasa gerek, ne dersiniz?

H Y : Ben herkes duymuştur ve herkes haberdardır demedim dikkat edersen! Hatta bizzat öyle kimselerin de olabileceğinden ve onların sadece hatırlatıcı donelerden yoksun olacağından söz ettim, sorumluluğun da ona göre olacağını beyan ettim.

Sen çekiniyorsun galiba, çekinme lütfen! Sorgulamak, soru sormak insanı dinden çıkarmaz hatta bizzat delille inanmasını ve kuvvetli iman etmesini doğurur.

Sanırım sen: Kutuplarda veya Amazonlarda dünyadan bihaber bir kabilede yaşayan bir insan; Kur'an dan habersiz, peygamber nedir bilmiyor! Hz Muhammed’den sonra başka bir peygamber de gelmeyeceğine göre, o insanın durumu ne olacak? Allah o insanı neye göre hesaba çekecek? Kendilerine kitap gelen ümmetler veya kavimler gibi hesaba çekilecekse Allah'ın adaleti tartışılmaz mı? Tarzında sorular sormak istiyorsun herhalde, yanlış mıyım?

F İ : Evet hocam doğru. Tam da bunları sormak istedim aslında!..

H Y : Bu sorular, çok doğru cevaplanmazsa soruyu soran şahsın şüphesini gideremez. Gideremediği gibi sürekli aklını kemirir durur!

Öncelikle Allah herkese LGS, YKS veya KPSS gibi eşit ve aynı soruları sormayacak onu belirtmek lazım. Kime ne kadar nimet verdiyse, o nimetlerin edasını nasıl ve ne ölçüde kullandığını, nerelere ve niçin harcadığını soracak. Yani “Ne yaptın?” diye değil sorular...

F İ : “Neden yaptın?” diye mi hocam?

H Y : Aynen öyle. “Yaptın ama niye veya neden yaptın?” şeklinde olacak. Çünkü yapılan her şey kayıtlı ve şahitli olacağı için adil yargılama yapan Allah, diğer kullarının da durumdan haberdar olmasını sağlayacak ve ona göre soruları yöneltecek.

Aksi halde torpil ve birilerine kıyak geçiyor hissi doğmuş olacaktır. Oysa Allah kimseye torpil geçmez. Biz kullarının tamamını hesaba çekecek. Hatta peygamberleri dahi sorgulayacağız, buyurur. Araf-6’yı okur musun canım?

F İ : Evet hocam doğru. Adalet ancak o şekilde tesis edilebilir ve Allah’ın adaletine de o yakışır, değil mi?

H Y : Kuşkusuz ki öyle evladım. Gelelim Amazon veya Kutup insanı meselesine:

Her insana Kur'an veya vahyin diğer parçacıkları (geçmiş ümmetlerde olduğu gibi) ulaşmamış olabilir. Bu da gayet olağan ve kaçınılmaz bir durumdur. Ama şüphesiz ki her insana Allah akıl, irade ve vicdan vahiylerini yaratılıştan vermiştir. Biz buna fıtrat diyoruz. Ve şimdiye kadar hiç bir Allah'ın kulundan kendi aklını ve iradesini beğenmeyene rastlanmamıştır. Yaptıkları sonucunda vicdanı onu yargıladığında doğru veya yanlış yaptığına kendisini mutlaka ikna olacaktır. O nedenle vicdan insanın iç sesi ve fıtrata yüklü tanrısıdır. İşte bunlar da vahiydir, en önemli vahiydir. Aksi halde bunlar olmadan insana sorumluluk yüklenmesi de yanlış ve hatalı olurdu! O da Allah’ın adaletine aykırı olurdu değil mi?

F İ : Evet, öyle olurdu hocam.

H Y : Kur'an’ın bir adı da “zikr”dir. Zikr, hatırlatma demektir. Bir şeyin hatırlatma olması için onun önceden bildirilmesi gereklidir. Rahman-1 ile 4. Ayetleri okursan; Allah’ın önce Kur’anı öğrettiğini, sonra insanı yarattığını ve ardından düşüncesini ifade etmeyi öğrettiğini göreceksin. Ne derinlikli anlamlar içerir! İşte “Homo sapiens” yani düşünen homo türü insan o şekilde ortaya çıkmış oluyor.

O nedenle her insanın fıtratına uygun bir şekilde yaşaması onun Kitaba uygun yaşamasını doğurur. O da fıtrat nimetlerinden sorguya çekilecek olmasını makul kılar. Enbiya-50 ve Zuhruf-44 zikr ve sorgu kitabı olduğuna delil ayetlerdir.

F İ : Anladım hocam. Çok teşekkür ederim bilgilendirdiğiniz için…

H Y : Eyvallah. Ne zaman istersen 7/24 yazabilirsin. Ben anında olmasa da, uygun olduğumda dönerim inşallah kızım. Selametle kal…

 

Fatmanur İçcan

Yorumlar

Popüler Yayınlar