DEPREM
Öyle zannediyorum ki “İçimde fırtınalar kopuyor.” deyimini bilmeyeniniz yoktur. Ya da adını koyamasa bile neredeyse herkesin o deyime karşılık gelen yaşanmışlığı vardır!
Ben o deyimi şöyle değiştirmek istiyorum! “Sanki içimde deprem oluyor!” Bu, fırtınanın
kopup gelişine hiç benzemiyor! Çünkü önüne katıp bir tepenin altında yığın gibi
bırakmıyor beni.
Eziliyorum, içimde bir şeyler eziliyor. Acaba hangi
organım? Diye düşünüyor ve araştırmaya koyuluyorum!
Buldum sanırım! Ya beynim olmalı ezilen ya da yüreğim.
Çünkü onların anatomisine bakınca fay hatlarının sadece yerkabuğuna ait
olmadığını anlıyorum.
Buruş buruş beynimin kıvrımları ve yarıkları mı acaba
içimdeki depremi tetikleyenler? Şiddeti kaç, ölçmek mümkün mü? Yoksa kalbimin
üzerindeki damarlar ve incecik çizikler mi?
Bana
öyle geliyor ki, beynim dışarda ve el kol hareketleri ile Akut’a sesleniyor. Yüreğim
ise hâlâ enkaz altında. O enkazın altından avazı çıktığınca bağırıyor!
"Sesimi
duyan var mı?"
Sanki etrafta kimsecikler yok! Belki de insanların
korkudan nutku tutulmuş, cevap veremiyor. Her saniye içimden bir parça gidiyor,
toplayamıyorum. Toparlayamadan gidiyor yüreğim ama enkazdan dışarı sarkan
depremzede beynim sormaya, sorgulamaya başlıyor.
-İnsanların
canı bu kadar ucuz mu?
-Ölüm
hak ama bu kadar basit ve körü körüne ölüm olur mu?
Ya dalga geçenler!
Sohbet odalarında ve oyun seanslarında göçük
altındakilerle iletişim kurup alaya alanlar insan olabilir mi?
İnsanlık ne demek, biliyor muyuz?.. “İnsan doğmak kaderdir ama insan kalmak
tercihtir.” Diye bir söz okumuştum! Kime ait olduğunu hatırlayamadım ama ne
kadar önemli olduğunu daha iyi kavradım bu süreçte.
Neden öğrenemedik insanlığın, merhametin, doğruluğun
hatta ve hatta en önemlisi güvenirliğin ne demek olduğunu? Neden insan
kalitemizi yükseltemedik? Neden … ?
İşin en enteresan yönü ise bir deprem kuşağı ülkesi
olmamıza rağmen, yaşananlardan ders almamış olmamızı neye bağlayabiliriz?
Israrla temeli sağlam olmayan, zemin etütlerine uyulmayan, çimentodan kısılan,
demiri az kullanılan binlerce bina neden inşa ediliyor? Daha çok para kazanma
amacının dışında ne olabilir? Ondan sonra o binalarda binlerce insan ölüyor.
Artık bir şeylerin farkına varmamız gerekiyor. Yani
biz bir deprem ülkesiyiz ona göre hareket etmemiz gerekiyor. Her an her yerde
deprem olabilir. Her zaman tedbirli olmalıyız. Yoksa günden güne canlarımızı
kaybetmeye devam edeceğiz. Her ne kadar acı olsa da maalesef gerçek bu...
Ve son olarak şunu söylemek istiyorum.
Dışarda kalan beynim enkazın altından yüreğimi
çıkarttı biliyor musunuz? Elbirliği ile size şu öğüdü veriyor; depremin
yıkıcılığı ancak güvenli inşaat, güvenilir insan, denetleyen adil devlet, dayanışan
millet ve merhamet ile şifa bulur.
Hanife Elibol
Emeğine, yüreğine sağlık kızım.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.🙏
Sil