FİLENİN SULTANLARI
Gerek Olimpiyatlar gerekse Dünya ve Avrupa
(diğer Kıtaların da kendi içindeki) Kupası turnuvaları dört yılda bir
yapılmaktadır. Çift sayılı yıllara denk gelen bu turnuvalar, mümkün mertebe birbiriyle
çakıştırılmamaya özen gösterildiği için ikişer yıl aralıklarla
düzenlenmektedir.
Tek sayılı yıllardan olan, 2021 yılında olmamıza rağmen
hayatın her alanını olumsuz etkileyen Pandemi, spor müsabakalarında da etkisini
göstermişti! Dolayısıyla bu yıl düzenlenen sporun bütün dallarını içinde
barındıran Dünya’nın en geniş kapsamlı spor organizasyonu olan Olimpiyatlar,
Japonya’da yapıldı. Dikkat etmişseniz, Tokyo Olimpiyatları ve Ülkemizin de kıta
müsabakalarına katıldığı Avrupa branş spor turnuvaları 2020 logolu idi!
Filenin Sultanları lakaplı kadın voleybol A Milli
Takımımız, her iki turnuvada da ülkemizi büyük bir gururla temsil ettiği gibi
tarihi başarılara da imza attı. Bu vesileyle gönüllerimizin şampiyonu, koca
yürekli altın kızlarımızı bir kez daha kutluyor ve yakın gelecekte altın
madalyaya uzanacaklarına milletçe yürekten inanıyoruz...
4 Eylül 2021 gibi henüz birkaç gün önceki bir
tarihte, Hollanda Milli Takımını 3-0 yenen Filenin Sultanları, Avrupa
üçüncüsü oldu. Aynı milli takım, Tokyo Olimpiyatlarında, 25 Temmuz 2021
’de ise gruplardaki ilk maçında, son olimpiyat şampiyonu Çin Milli Takımını
yine 3-0 yenmiş ve dünya çapında büyük yankı uyandırmıştı!
Ne olduysa işte o maç sonrası oldu!
Ülkemizdeki Taliban zihniyetli kesimin sözcülüğüne soyunan,
daha önce kadınların kot pantolon giymeleri dine aykırıymış gibi göstermeye
yönelik yaptığı açıklamalara gelen tepkiler neticesinde Diyanetteki
danışmanlık görevine son verilen İlahiyatçı İhsan Şenocak bir tweet
attı. İçerik olarak yine kadın giyim kuşamına yönelik olan o tweetle, Filenin
Sultanlarını eleştiriyor gözükse de, bir taşla birkaç kuş vurma amacında olduğu
anlaşılmakta idi!
Şöyle ki:
Kadına bakış açısı benzer olan ve kendilerini daha iyi
Müslüman zanneden kitleye mesaj vererek onları tribünde tutma ve safları
sıklaştırma projesiyle hem Diyanet’e, hem de daha muhafazakar ve dini, milli
hassasiyetler üzerinden siyaset yürütmekte olan iktidar cenahına ayar
vermekteydi!
Tweetine gelecek olan karşı tepkilerle, resmi görevine son
verilmesinin tarafına yapılmış haksızlık ve mağduriyet olduğu imajını
pekiştirecekti.
Milli Görüş üzerinde yürütülen operasyonla, iktidarın Saadet
Partisine ittifak değiştirme projesine destek vermiş olarak da, iktidara
yakınlığı üzerinden sesinin gür çıkmasını sağlamış olacaktı. Konjonktür oldukça
müsaitti… Sonuçta tesettür üzerinden “Kadın ve gençler nereye gidiyor?” algı
operasyonuyla kaç cepheye mesaj vermişti?
O zihniyetin sayfamda neşvünema bulmaması açısından tweetin
tamamını aktarmayacağım, içeriğinde geçen “Burnunu bile göstermeyen
ninelerin torunları!” ve “İslamın kızı!” ifadeleri üzerinden görüş
ve düşüncelerimi aktaracağım…
Öteden beri kullandığım IŞİD, El Kaide, Boko Haram, Taliban
gibi İslamcı terör örgütlerinin zihniyeti, tarikat ve cemaat yapılaşmaları
aracılığıyla ülkemizde teorik olarak tabanlarına öğretilmektedir, görüşümü bir
kez daha yineleme zarureti doğurmuştur. Ve fırsat buldukları anda yönetsel
anlamda bugün Afganistan’da olduğu gibi, yönetimi ele geçirmek için ise Irak,
Suriye, Sudan, Somali, Türkiye vs. gibi Asya ve Afrika ülkelerinde din adına
işlenen darbe, cinayet ve terör eylemleri ile pratiğe döküleceği, yaşanan
olaylarla gözümüze sokularak öğretilmektedir…
O bataklıktan Cumhuriyet ve kazanımları ile çıkmış ve o
ülke halklarının aydınları tarafından gıpta ile bakılan, parlayan kutup yıldızı
bir ülke konumuna erişmişken, son yıllarda o zihniyetin temsilcileri ülkemizi
Ortadoğu bataklığı kategorisine düşürmek için çaba sarf etmektedirler.
Onlara destek verenlerin çoğu da, o gidişatın farkına bile varamamaktadır!
Çünkü yaptıklarının daha iyi bir Müslümanlık, daha iyi bir dindarlık, daha iyi
bir cennet ehli eylemi olduğunu zannetmektedirler! Oysa ne büyük bir acı ve
ne büyük bir bühtandır o! Çünkü öyle zannedenlerin ülkesinde Müslüman(!)
kardeşlerinden kaçanlar soluğu bir İslam ülkesi(!) yerine, Ecnebi(!) diye tabir
edilen ülkelerde almaktaydı. Neden acaba, hiç düşünmeyecek miyiz? Daha doğrusu,
hiç düşünmeyecek misiniz?
Oralardan bize gelen göçmen ve sığınmacılar, ülkelerinden bi’
tık ilerde gördükleri Türkiye’de kalmak veya ülkemiz üzerinden elin gavur(!)
memleketlerine kapak atmak için niye plan yapmaktalar? Rusya ve Çin’e karşı o
coğrafyanın zengin yeraltı kaynaklarını kontrol etmek üzere Dünya Terör
Örgütleri listesinde yer alan Taliban’la anlaşmaya varan ABD, Taliban’ın
darbeyle yönetimi ele geçirmesini sağlamıştır.
Onların beklenen zulümden kaçmak için Afganistan’dan kalkan
dev ABD kargo uçaklarına balık istifi tıkış tıkış binenler yanında, kanat ve
uçuş takımlarına sarılıp göç edebileceklerine inanmış akıl tutulması yaşayan
Afganlılara şahit olmadık mı? Adeta kardeş palaları ve kurşunları ile
ölmektense intiharla ölmeyi tercih ettiklerine tanık olmuştuk hep birlikte! Bu
görüntüleri gördükten sonra Mustafa Kemal Atatürk ’e nasıl rahmet
okunmaz? Ona rahmet okumayan, okuyamayan ülkemizdeki o güruhun uzantısı diller,
yine ABD’yi ve dış güçleri suçlayarak işin içinden sıyrılmayı becerebilmişti
maalesef! Çünkü beslendikleri mümbit arazi, cehaletin verimli toprakları idi…
-“Burnunu bile göstermemek!” ne Allah aşkına?
-Allah’ın öyle bir isteği olduğunu nereden çıkarıyorsunuz
Lillah aşkına?
-Araplaşmayı dindarlık zannetme yanılgısından ne zaman
kurtulacaksınız Peygamber aşkına?
-Kadın düşmanı bir din ve Tanrı yarattığınızı ne zaman
kavrayacaksınız Din aşkına?
-Yaratan bir Tanrı ve Onun gönderdiği din yerine,
türettiğiniz paralel dinlerle kendinize göre bir tanrı yarattığınızı nasıl
anlayamıyorsunuz İnsanlık aşkına?
-Her fraksiyonun kendince kutsal amaçla Allah davası diye
hedefini nitelediği, şeriat düzeni hayaliyle yanıp tutuştuğu, güya Allah’ın
hükümranlığını yeryüzünde hakim kılmak için yola çıktığı Müslüman coğrafyada
Dava adına, Din adına yaşanan insanlık suçları ve vahşetlerine dur diyecek
ferasete ne zaman kavuşacaksınız?
-Allah’ın asla kullarından kendi adını yaydırmak ve
yücelttirmek gibi bir talebinin olmadığını, hatta öyle bir talebi olsaydı o
Tanrının acizliğinin tescili olurdu, hakikatini hiç kavrayamayacak mısınız?
Onun danışmanı ve yeryüzünde görevlendirdiği tanrıları gibi politeist tavır ve
eylem sergilemekten ne zaman kurtulacaksınız?
-Bir ülkede yaşayan insanların hepsi aynı dinden olmak
zorunda mıdır? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan insanlarımızın farklı dinden
ya da dinsizlik inancından olma hakları yok mudur? Yoksa eğer, öyle bir belde
İslam beldesi olarak anılabilir mi ve orada yaşayan insanlar kendilerine
Müslüman diyebilirler mi? Bu sorular sizin beyninizi ne zaman yakacak?
“İslam’ın kızı” jargonu üzerinden kendi görüşünü
İslam’ın görüşü gibi sunduğunu ve ona uymayanları dinin dışına attığını hiç
düşünmez misin(iz)? İslam sizin babanızın çiftliği mi? Kaldı ki İslam’ın sahibi
olan Allah bile hür ve özgür kullar istediği için kimseye zorlama ve dayatma
istememiş, Peygamberine dahi öyle bir emirde bulunmamış ve yetki vermemişken
siz kim oluyorsunuz?
“İslam’ın kızı” yerine “İhsan’ın kızı” desen
de; o voleybolculardan ve diğerlerinden sana ekmek çıkmayacağı için ‘dileyen
dilediğiyle beraber olabilir’ düşüncesiyle biz de enerjimizi gereksiz yere bu
mevzulara ayırmasak, “Sana ne? Sana ne oluyor be hey gafil?” demesek ne
olur!
-Benim için hiçbir ehemmiyeti yok ama mevzuya mukabil
gelmesi açısından şu hatırlatmayı yapmadan da geçemeyeceğim! Siz onların
ağzından bir kere olsun yağlı güreşlerde çok meşhur güreş oyunu olan ‘paça
kazık’ oyunu yapan pehlivanlara “İslam’ın oğlu” diye bir sesleniş
duydunuz mu? Duyamazsınız. Çünkü onlar erkek ve onlar ata sporu(!) yapıyor.
Üstelik güreşi peygamberler de yapmış!
-Milli Voleybolcu Ebrar Karakurt’ a kız arkadaşıyla verdiği görüntüden dolayı etmedik hakaret bırakmayanlar, vıcık vıcık yağlı kispetin kasnağından kollarını sokup “iç kazık” veya “dış kazık” oyunuyla verdikleri görüntüyü izlemek için özellikle Kırkpınar başta olmak üzere, yağlı güreş organizasyonlarına Gay kulüplerinin Avrupa’dan kafile düzenlediklerini biliyorlar mı acaba?
Ben millet olarak bize kısa süre içerisinde şampiyonluk
gururunu da yaşatacaklarına inandığımı belirtmiş olsam da, Filenin Sultanlarını
ülke yöneticilerimizden çok daha gür sedayla kutlamalarını ve yanlarında
oldukları mesajını vermelerini beklerdim.
Kutladılar da ben mi duymadım, çok mu cılız bir sesle
kutladılar onu da bilmiyorum!
Ülkesinden kaçarak Türkiye’ye gelen İranlı kadın
hakları aktivisti Şemsai’ nin Mollalar için “Yok artık. Bunu da yapamazlar,
dediğimiz ne varsa hepsini yaptılar!” sözünü bir eğitimci olarak
kadınlarımıza hatırlatarak, bizden daha çok sizlerin kazanımlarınıza sahip
çıkmanız gerektiğini vurgulamak isterim…
Hayati YAMAN
Çarpık zihniyetin İslam'la alakasızlığını göstermek adına harika bir yazı olmuş hocam. Kur'an'sız Müslümanlık böyle oluyor işte. Bu vesileyle A Milli Kadın Voleybol takımımızı tebrik ediyorum. Bizlere yaşattıkları duyguların tarifi yok... Böyle sığ tartışmalara kurban edilemeyecek kadar değerli.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Enescim. Tebrikler filenin sultanlarına...
Sil