YILBAŞI

Yeni yılda dünyaya barış, huzur ve esenlik getiren türümüzün öncü insanlarında artış olmasını diliyorum. 
Aslında İsa Peygamberimizin doğum yılı da aynen Muhammed Peygamberimiz gibi, tartışmalıdır. Takdir edersiniz ki doğum yılı dahi tam olarak bilinemeyen birisinin doğum günü de bilinemez. Ama kabuller üzerinden yürünür. Miladi Takvim’in başlangıcı Hz İsa’nın doğumu ile başlatılır. Doğal olarak o kabul üzerinden 31 Aralık-1 Ocak gecesi yapılan yılbaşı kutlaması, Hıristiyanların İsa Peygamberin doğum gününü kutladıkları gece zannedilir. Oysa öyle değildir.  Hal böyle olunca o ki Hıristiyanlar Peygamberlerinin doğum gününü kutluyor, bizim onlardan ne eksiğimiz var! Şeklinde Peygamber yarıştırma hastalığı nüksedince 569, 570 ya da 571 şeklinde delilli olarak, üç farklı doğum yılı kabulü olmasına rağmen, biz de Hicri 12 Rebiülevvel gecesini Peygamberimizin doğum günü olarak kutlamaya başlamışız. Ve adına da Mevlid Kandili demişiz. Hatta Miladi doğum günü olarak da 20 Nisan kabul edilerek o tarihi içine alan hafta, ülkemizde “Kutlu Doğum Haftası” olarak 1994 yılından beri kutlanıyordu. Ne zamana kadar? 15 Temmuz darbesinin yapıldığı 2016 yılına kadar. 2017 yılından itibaren, Fetö projesi diye Miladi “Kutlu Doğum Haftası” iptal edildi. Fakat Mevlid kandilini içine alacak tarihlerde değişken bir şekilde “Kutlu Doğum Haftası” kutlamaları ve etkinlikleri yapılacak, şeklinde karara bağlandı. Yani Peygamberimizin doğum günü tarihi, her yıl değişiyor anlayacağınız! Oralara kafa yorarak sigortaları attırmayın!..
Gelelim günün anlam ve önemine binaen Noel ya da Yılbaşı kutlamaları üzerinden bir kesimin ülkemizde kopartmaya çalıştığı fırtınaya! Öbür Müslüman devletlerin de sorunu mudur, onu bilmiyorum? Lakin manzaranın pek değişeceğini de beklemiyorum. Oysa;
-Hani bütün Peygamberler bizim Peygamberimizdi!
-Hani biz imanın gereği ve şartı olarak Peygamberleri yarıştırmadan, hepsine iman ediyorduk!
-Hani Allah katında yegane din İslam idi! 
-Hani her Peygamber aslında İslamı tebliğ etmişti! 
-Hani her Peygambere gelen vahiy ve din, tamamlanmamış olsa da aynı idi ama sadece ilk muhataplarının dili farklı olduğu için onlar farklı isimlendiriliyordu! 
-Hani sadece Hz. Muhammed tamamlanmış şekliyle Kur’anı tebliğ eden Son Peygamberdi! Onun farklılığı sadece Son Nebi olmasıydı!
Bunlar doğru ve hepsinin Kur’an’dan delilleri var. Demek ki, uygulamada hiç de öyle değil ve öyle gözükmüyor! Biz Bakara-285 Emr-i İlahisi gereğince bütün Peygamberlere iman ediyoruz. Ve muhakkak ki bilsek, onların doğum günlerini de insani vasfımız gereği kültürel olarak kutlarız. Eğer Onlara doğum günlerinin ne zaman olduğunu sorma imkanımız olsaydı; kuvvetle muhtemel, hepsi de vahiyle tanıştığı günü kabul edecekti! 
Yüce Rabbimiz Hz Peygamberimize Şura-52 de “Sen kitap nedir, iman nedir? Bilmezdin!” Duha- 6-8 de “O seni yetim, yoksul, şaşkın olarak bulup sahiplendi. Yol gösterdi, hidayete erdirdi ve zenginleştirdi!..” dememiş miydi? Belki de bu ayetlerde belirtildiği üzere beklenmeyen bir kişi olarak peygamberlerin seçilmiş olması, onların doğum gününün dahi bilinmiyor olması, vahyin öneminin gölgelenmemesi hikmetine dayanıyordu. Öyle olamaz mıydı?
Ama soru sormayacaksın. Fincancı katırlarını ürkütmeyeceksin. İcat çıkarmayacak, eski köye yeni adet getirmeyeceksin ve islam soslu atalar dini üzerinden devam edip gideceksin. Oh ne ala, mualla!..
Hz İsa Peygamberimiz için 25 Aralık doğum günü olarak kabul edilir ve Christmas(Noel) kutlamaları, bayram niteliğinde bir hafta sürer. Fakat Miladi Takvim’in 1 Ocak’la başlaması ve Hz İsa’nın doğum gününün milat olarak kabul edilmesi, bizim mahallenin din tüccarlarına büyük bir fırsat doğurmaktadır! “Yılbaşı kutlamak, Noel kutlamak, Hıristiyanlara benzemektir ve haramdır.” şeklinde fetvalar havada uçuşur. Bildiri dağıtarak güya Allah katında en büyük sevaba erişirler! Hiç kadına yapılan şiddet, çocuk gelinlerin zulmü, çocuk tecavüzleri, töre cinayetleri, hayvan hakları ihlalleri, hırsızlık, soygun, kamu malını iç ederek tüyü bitmedik yetim hakkı yeme, torpil, adam kayırmacılıkla kul hakkına girme, Allah ile adam aldatma, gelir dağılımındaki adaletsizlik vs gibi toplumsal cinayetlere yönelik “Bu yapılanlar haramdır. Müslümana yakışmaz.” Dediklerine, fetva verdiklerine, bildiri dağıttıklarına rastladınız mı? Rastlayamazsınız. Çünkü o eylemlerin ya bizzat failleri ya da din adına öğrettikleri ile faillerinin kumanda edicileri olarak kendilerini deşifre etmiş olurlar! Onlar; bırakın Hıristiyana benzemeyi, bizzat Hıristiyanın ürettiği arabaya, uçağa trene, gemiye binecek; bilgisayarı, televizyonu, cep telefonunu kullanacak ama iş Yılbaşına gelince, onlara benzemeyi iman konusuna dönüştürecek kadar komik duruma düştüklerinin farkında bile olmayacaklar! O kadar saf olduklarını düşünmüyorum, işlerine öyle geldiği için kendi kitlesine öyle sahip çıkmak istedikleri için öyle görünmektedirler. Sen üret, sen güçlü ol. Dünyaya sen yön ver de, Hıristiyanlar seni takip etsin. Ona yanaşmaz beyler! 
Bırakın da insanlar yeni yıldan beklentilerini güzellik ve huzur taleplerini dile getirsinler. Geçen yılın acılarının tekrarlamaması, sevinçlerinin ise katlanması için dilek ve temennide bulunsunlar. Her şeye rağmen yaşayacakları acılar karşısında güçlü iradeyle donanarak sınavlarından yüz akıyla çıkma yakarışını gönüllerince dile getirsinler. Müslümanın belli günlere münhasır bir eğlence veya ritüel ibadeti yoktur ki, her zaman yapması ya da yapmaması gereken sınırlarına riayet edilecek yaşam tarzı vardır!..  
Ben de bu gün hem İsa Peygamberimizin, hem de Muhammed Peygamberimizin doğum günlerini en içten dileklerimle kutlar ve Peygamberliklerine şahitlik ederim. Onların bize getirmiş olduğu vahye sımsıkı sarılarak onlara destek olurum. Kendimi güven ve huzur ikliminde korunaklı hissederim.
Bu vesileyle daha önce ele almak istediğim ama geciktirdiğim MEVLİD konu başlıklı sunumumu, hemen bunun peşinden yaparak o konuya da açıklık getirmek istiyorum. O nedenle iki konu arasında bağlantı kurarak yazdım… 
Sağlıcakla kalın, dostça yaşayın…
Hayati YAMAN

Yorumlar

Popüler Yayınlar