MERA'dan NASA'ya



Rahmi Şeyhoğlu hocam, biz öğretmenlere ve sevgili yavrucuklarıma motivasyon amaçlı bir hayat hikayesi göndermiş. Derleme yaparak alıntıladığı çobanlıktan profesörlüğe, Türkiye'den ABD'ye, MERA'dan NASA'ya uzanan çok değerli bir hayat hikayesi paylaşmış. Ben de bloğumuzda bu hazineyi kalıcı kılalım istedim.  Hikaye dediysem uydurma veya uyarlama sanmayın sakın! Hani siz Prof Aziz Sancar hocamızı biliyorsunuz ya! İşte bu da bilmediğiniz ama şimdi öğreneceğiniz bir kıymetli hocamızın hayat hikâyesi!..

MERA'dan NASA'ya

Hikaye 1936 yılında Denizli'nin Acıpayam ilçesi meralarında başlar. İlçede görevli bir grup öğretmen pikniğe gider!
Öğretmenler piknik yaparken keçilerini otlatan küçük bir çobanla karşılaşır. Çobanı yanlarına davet edip çay ikram ederler ve ismini sorarlar.
Küçük çoban ürkek bir sesle cevap verir:
-Hüseyin...

Hüseyin’e öğretmenler yanlarındaki gazeteyi verip okumasını isterler.

Hüseyin okuma bilmediği için gazeteyi eline almayı kabul etmez...
(O tarihlerde okuma yazma bilenlerin sayısı o kadar azdır ki; diplomaları dahi bizzat valiler imzalarmış!..)

Öğretmenler bu kez yaşını ve neden okula gitmediğini sorar...
-12 diye cevap verir ve ekler Hüseyin! 3 yaşımda annemi kaybettim, 11'imde de babamı...

Hüseyin ile sohbet eden öğretmenler, çocuğun aslında çok zeki olduğunun farkına varırlar. Mutlaka okuması gerektiğini söylenirler...

Hüseyin, karşılaştığı öğretmenlerin verdiği destek ve heyecanla Denizli’de parasız yatılı okumaya başlar.

Katıldığı bir matematik yarışmasında ödül olarak bir kitap hediye edilir Hüseyin'e...
Hüseyin kitabı bir gecede bitirir.
Ertesi gün Fen Bilgisi öğretmenine gider, "Bu kitapta eksiklik var." der...
Öğretmen şaşırır! Çünkü Hüseyin’in bahsettiği eksiklik, -Görecelilik Teorisi- hakkındadır.
Söz konusu teorinin önemli bir parçasının kitapta olmadığını fark etmiştir Hüseyin.
Fen öğretmeni konuyu İTÜ'de kendi hocası olan Fizik Profesörü Nusret Kürkçüoğlu’na mektup yazarak iletir. Nusret Hoca'dan şu yanıt gelir: “Hüseyin liseyi bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ne gelsin.”
Ve Hüseyin mezun olunca İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ne gider.
Denizlili öksüz ve yetim çoban Hüseyin, orada da birtakım çalışmalar yapar ve çalışmalarını hocaları anlayamaz. Hocalarından biri, "Bu çalışmalarını bilse bilse Amerika Boston'daki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) görevli Prof Dr Morse bilir." deyip mektupla ona gönderir.
Prof Morse’dan da şöyle bir cevap gelir: “Hüseyin’in bu yaptığını 5 sene önce bir grup buldu, ama bunu Hüseyin’in tek başına bulması olağanüstü bir şey. Biz Hüseyin’in tüm masraflarını karşılayacağız, Amerika’ya gelsin.”
Yıl 1952... Hüseyin Yüksek Elektrik Mühendisi olmuştur.

Anne baba yok. Köyünün insanları son derece fakir. Bir gazete kampanya yapar ve toplanan parayla Hüseyin Amerika'ya giden bir gemiye bindirilir.
Hüseyin, MIT’te Prof Morse’un karşısına geçer. Morse, Hüseyin’in tez hocası olacak ama Hüseyin’in İngilizcesi de iyi değil. Anlayamıyor pek Morse’un dediklerini. Hocasına “Write on the blackboard” der. Prof Morse da Hüseyin’in tez konusunu tahtaya yazar. Hüseyin de bunu defterine geçirip üniversiteden ayrılır.
MIT’te genelde tez konuları 5-9 yılda bitirilebiliyor olmasına rağmen Hüseyin çalışmasını 3 ay sonra bitirip hocasının karşısına çıkar. Morse birkaç gün sonra tezi inceleyip Hüseyin’i çağırır. “Senin tezin bitti. Ancak burası MIT. Biz burada böyle hemen doktora diploması veremeyiz. Sen git istediğin dersleri al, 2 sene sonra gel.” der.
Hüseyin 2 senelik aradan sonra doktorasını alıp bu kez Princeton Üniversitesi'ne gider. Orada ünlü fizikçi Albert Einstein ile birlikte çalışır.

Birkaç yıl sonra Boston’a geri döner, icatlarını destekleyen bir firmada çalışmaya başlar.
Burada bilgisayarlar ile konuşarak onlara talimat vermeye yönelik projeler yürütür.
Sesle kumanda edilen bilgisayarı ilk defa 1960’ların başında Hüseyin Yılmaz yapar.
Bir dönem NASA'da çalışır...

1958 yılında, çalışmalarını yakından takip ettiği Albert Einstein’in kendisi kadar ünlü fonksiyon teorisinde eksikler tespit eder ve bunu bir mektupla kendisine bildirir. Ancak mektup ulaşmadan Einstein ölür.

Yılmaz, bu hatayı ünlü bir bilim dergisinde yayımlayınca akademik dünyada adeta kıyamet kopar. Bilim dünyası ikiye bölünür ve Einstein’in kuramına karşı Yılmaz kütle çekim kuramı da literatüre girer. 27 Ocak 2013'te ise ABD'de vefat eder.

Bugün dünyada çok popüler olarak kullanılan Siri, Google Now, Cortana gibi bütün programlardaki sesli komut sistemin mucidi Prof Dr Hüseyin YILMAZ'dır.

Bir öğretmen bütün dünyayı değiştirebilir...       

-Alıntı-

Rahmi ŞEYHOĞLU

Yorumlar

Popüler Yayınlar